Bellatores
Döneminin Baş Seherbazı, Ezekiel Harris tarafından kurulan örgütün anlamı Adaletin Savaşçılarıdır. Resmi olarak 1970 yılında kurulan ve kendisine bu ismi veren grup, aslında 1960 yılından beri gizliden gizliye varlığını sürdürmektedir.
Bu topluluk, tek bir amaç için kurulmuştur; adalet. Sihir bakanı Austin Hudson’ın adaletsizce sürdürdüğü 35 yıllık hükümdarlığa ve insanların inatla yok saydığı diktatörlüğe dur demek için, özgürlükçü ve yenilikçi bireylerin bir araya toplanmasıyla oluşmuştur. # Devamı İçin TIKLAYINIZ!
Scuta
Ingemar Byström tarafından ‘Düzenin Kalkanı’ adı altında kurulmuşlardır. 1970 yılında, Bellatores gibi güçlü bir örgütün ortaya çıkışı ile, birnevi mecburiyet sebebiyle savunma gücü olarak ortaya çıkmıştır.
İlk kuruluş amaçları düzeni (Bu vesileyle aslıda Sihir Bakanı ve bakanın inançlarını) korumak olsa dahi, çoğu üyenin katılım amacı doğrultusunda daha nebze Bellatores’u ortadan kaldırmak şeklinde amaç kayması oluşmuştur. Buna rağmen liderleri Byström, bu amacı reddederek tüm isteklerinin halk tarafından demokratik yollarla beş kere seçilmiş olan bakanı ve bununla beraber düzeni korumak olduğunu birçok kez belirtmiş, belirtmeye devam etmektedir. # Devamı İçin TIKLAYINIZ!
KARAKTER DEĞİŞİM ARACI
♣ Karakter Değiştir ♣
K.Adı:
Şifre:

HOGWARTS: AÇIK!
TARİH: ŞUBAT 1976

Paylaş
 

 Darence Elias ile Eğri Oturup Doğru Konuşalım

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Ylberia Dhurim
Sihir Basın & Yayını
Ϟ Rp Beğenileri : 13

Ylberia Dhurim
Sihir Basın & Yayını
Eğri Oturup Doğru KonuşalımGelecek Postası

"Derine gömülenler kısa sürede yok olacaklardır!"

Eğri Oturup Doğru Konuşalım'ın bu sayısında yeni konsey başkanı Darence Elias bizlerle. Kendisini Hogwarts Baş Yöneticiliğinden ve sihir tarihi çalışmalarından tanıyorduk. Bay Elias şu sıralar Bay Rosenkraft'ın koltuğunda oturuyor olsa da şu anda Çatlak Kazan'da benim yanımda. Başkan olduğundan bu yana ilk kez Gelecek Postası'na konuşmak üzere hazırlanırken epey çekici görünüyor.

Öncelikle teklifimi geri çevirmediğiniz için çok teşekkür ederim Bay Elias. Bir kadeh şarabı devirdiğimize göre sarhoş olmadan röportaja başlıyorum. Herkesin merak ettiği basit bir soru ile başlayalım. Siyasete girmenize ne sebep oldu? Sizi buna iten nedir?
Sanırım bu soruyu biraz düşünmem gerekli. Çünkü siyaset denildiği zaman bireyler bu konuyu kitabî terimlerle açıklıyorlar ve o gözle bakıyorlar. Şimdi öncelikle ben siyasete girmeyi hiç düşünmedim. Çünkü siyasetin hayatın bir parçası olduğuna inanıyorum. Hani bu sizin yerine getirmeniz gereken sorumluluklar, sizden beklenenler gibi bir şey. Biraz karışık olduysa şöyle ifade edeyim, efendim siyasetin günlük yaşamda iletişimde kullanılan ve bazen kullanılması zorunlu olan bir yöntem olarak görüyorum. Bu nedenle kendi ayaklarımın üzerinde durduğumu hissettiğim günden beridir siyaset kavramı yaşamımdadır.

Tabi ki siz benim neden istifa edip, konsey üyesi olmamı soruyorsunuz sanırım. Yanılmıyorumdur herhalde. Bu durumu şöyle izah etmek istiyorum. Bakanlık Savaşı'nın en canlı tanıklarından biriyim. O gün Hogwarts dahi ele geçirilmeye çalışıldı ve profesör kadrosunun büyük çoğunluğu bakanlığa desteğe gitti. Biz okulda meslektaşım Aaliyah Qandisa ile birlikte öğrencileri tehlikeye atmamak için çok ciddi savunma büyüleri kullandık. Benim bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olmak istemem o ana dayanmaktadır. Çünkü bunca yıldır yönetimde olanlar her zaman taraflı olmuşlardır. Bu taraflar hiçbir zaman ülke topraklarımıza huzuru getirmemiştir. Ben Hogwarts müdürü olarak çok huzurlu ve statü sahibi rahat bir hayat idame ettirebilirdim. Ancak gerçek büyünün izinden, onu korumanın yolundan gitmeyi seçtim. Çok yakınlarım bile istifa etmemi saçmalık olarak yorumlamıştır. Aslında ben hayatım için ciddi bir risk alarak tüm sıfatlarımdan sıyrılarak kendimi halkın tercihine bıraktım. Sonuç ortada ve şu an farklı bir rozeti taşıyorum. Amacım Britanya büyücedünyasının tarafı olmak. Evet, taraflı olmaya karşıyım ama ben azınlık tarafına karşıyım. Ben bu topraklarda var olan herkesin tarafı olmak için bu yolu seçtim. Umarım kendimi anlatabilecek ifadeler seçmişimdir. Zira bu soru benim için son derece açıklaması zor bir soruydu!

Gayet makul. İngiltere'den devam edelim... Size göre İngiltere'nin başlıca sorunları neler? Bunları gidermek için hedefleriniz ve projelerinizden bahsetmeniz mümkün mü?
Gerçekten zor sorularla devam ediyoruz. Açıkcası ben sorunları genele bakarak çözmeye çalışan biri değilim. Bireye bakarak çözmeye çalışırım. Örneğin şu an en büyük sorunların başında vergiler gelmekte. Diagon Yolu'nda bir çok esnafı bu konuda bakanlığın ilgili birimlerine dilekçeler yollamaktadır. Bu genelde halk nezdinde çok haklı bir sorundur. Ama devlet olarak bakarsak bu sorun değil, zorunluluktur. Şimdi bu soruna genelden bakarsak %5'lik bir vergi indirimi ile her iki tarafı da memnun edebilirdim. Belki %10 belkide farklı... Neyse ama bu sorun geçici bir çözüm olurdu. Bireyde devlet bilinci ve bu paraların nerelere harcandığı, niçin gerekli olduğu ile ilgili bir çalışma yapıp daha sonra bu konuya el attığımızda ise ben inanıyorum ki belki vergi kaçıranlar bile vergilerini vermeye başlayacaklardır. Bu fazlalıkta zaten ekseriyetinde vergide %5'lik indirimi kendi oluşturacaktır. Sonuç her iki tarafta memnun! Tabi rakamları afaki konuşuyorum, sadece genel çerçeveyi anlatmak istedim.

Sanırım çok fazla konuştum. Sorunuzun kökenine inersek gördüğüm sorunları şu maddelerle açıklamak istiyorum.

- Irklar arası işbirliğinin azlığı
- Bazı kesimlerin kendisini değersiz görmesi
- Bürokraside yaşanan bazı sorunlar
- Kültürel ve sanatsal faaliyetlerin son derece azlığı
- Bakanlığın bitçesi konusunda fazla kapalı oluş
- Scuta'nın hala net olarak yok edilememesi
- Esnaflar arası iletişimsizlik ve düzensizlik

gibi temel konularda sorunlar görmekteyim. Çözmek içinse yukarıda bahsettiğim yöntemi kullanmayı tercih ediyorum. Ama tabi konseyin büyük çoğunluğunun beni desteklemesi gerekli. Zira yasaların bana tek başıma hareket edebilmek için verdiği yetkiler belli!

Eğer büyücedünya şu anda farklı bir dinamiğe sahip olsaydı müdür olarak kalmak ister miydiniz? Eğitimci kimliğinizi seviyor muydunuz?
Açıkçası bunu çok isterdim. Her kesimde bireyin sorunlarının dinlenmesi, temsil edilmesi ve tarafsız bir yönetim olsaydı. Tarafsızlıktan kastım genele karşı olan tutum. Ben müdür olmayı dahi istemezdim. Açıkçası böyle bir talebimde hiç olmamıştır. Durumların getirdiği zorunluluk ve zor zamanda alınması gereken bir vazifeydi benim için müdürlük. Tabiki o alanda elimden gelenin en iyisi için uğraştım. Ancak ben herşey daha farklı olaydı sihir tarihi profesörü olarak emekli olmayı isterdim. Belki de kendimden daha iyisi varsa o mesleğide bırakıp sıradan bir kitapçı bile olabilirdim. Eğitimcilik benim için çok farklı bir manadır. O nedenle sevmenin ötesinde ayrı bir kutsiyet yüklüyorum o konuya.


Peki ya öğrencileriniz ile aranız nasıldı? Despot muydunuz yoksa şu daha babacan olan profesörlerden mi?
Aslında bu sorunun cevabını benden ders alan öğrencilerim verebilirim. Müdür olduğumda ise okulda bulunan öğrenciler ve meslektaşlarım bu konuda daha objektif olurlar. Ama ben kendimi ne despot ne de babacan olarak görüyorum. Ben kendimi her zaman rehber olmak için uğraşan bir çırak olarak görmüşümdür eğitimin her kademesindeki görevimde.

Meslektaşlarınızı da göz önünde bulundurarak bana bu konsey ile eskisi arasındaki farkları söyler misiniz? Darence Elias'ın konseyinin avantajları neler, Rosenkraft'ınkiler neler?
Bu sorunuzu bulunduğumuz şu andan cevaplamak gerçekten zor. Zira Bay Rosenkraft'ın yönetimini ve konseyini zamanı dolduğu için eleştirebilir, görebilir ne yapmaya çalıştıklarılarına dair teoriler ortaya sürebiliriz. Ama Darence Elias yönetimi daha bir faaliyet göstermediği için bu kıyaslama sadece afaki olacaktır. Bu konuda şunu söylemek isterim, Bay Rosenkraft çok önemli ve tecrübeli bir siyaset adamıydı ama eski sistemin insanıydı. Sonuçta kendisi bakanlık yapmış ve karar alırken bir oy çokluğuna ihtiyacı olmadığı zamanları olmuştu. Ancak son geçtiğimiz yıllarda tarafsızlığı ile ilk konseyde olması gereken önemli biriydi. Çünkü resmi olarak ülkemiz başıboş kalmış ve bürokratik bir kaos içindeydi. Bu nedenle ben o konseyi eleştirirken çok dikkatli davranma taraftarıyım. Şimdi hazır konu burada iken bazı yayın organlarında okuyorum çok acımasız ve sert eleştiriler var. Sanırsınız Bay Rosenkraft ülkeyi kaosa sürüklemiş. Ben buna itiraz ederim.

Benim gelecek için konsey yönetiminde şöyle bir farkım olabilir; Ben tüm konsey üyelerinin sıkı bir ahenk içinde olmasını isterim. Bunun içinde enerji harcarım. Özellikle bir konuda karar alırken 1 oy redse bile o oyun nedenini sorgularım. Çünkü bazen tek bir kişi çoğunluğun doğru gördüğü şeyin yanlış olduğunu bilir. Bay Rosenkraft yönetimine nazaran bu konuda daha şeffaf ve liyakat sahibi bir politika benimsiyorum. Ama dediğim gibi şu andan bunu kıyaslamak zor. Bu soruyu bizimde zamanımız geçtikten sonra tarihçilere bırakmak daha yerinde olacaktır.

Konseydeki en güçlü rakibiniz kimdi peki?
Konsey üyeleri olarak birbirimizi çok sınırlı bilgilerle tanıyorduk. Bu nedenle ben herkesi çok güçlü karakterler olarak görüyorum. Yani gerçek olan şu ki konseyin bir amacı var ve herkes burada bu ortak amaç için seçildi. Bu nedenle rakip kelimesi çok hoş değil. Rakiplik gibi bir kavram ortaya çıkarsa bu konseyde ayrışmalara ve gruplaşmalara neden olur. Bu nedenle ben bu soruşunuzu şöyle algılamak istiyorum. En muhtemel başkan adayı kimdi diye bana sorarsanız tabiki de benim dışımda aday olan Bay Richard'tı.

Müsadenizle biraz da özel hayatınıza burnumu sokmak niyetindeyim. Çocukluğunuzu bir yetimhanede geçirdiğiniz biliniyor. Bu durumunuz vatandaşları İngiltere'nin aile yapısını anlayamayacağınıza dair korkutmuştu. Biraz yüreklere su serpelim. Bize biraz geçmişinizden bahseder misiniz? Çocukluğunuz, okul yıllarınız ve bize anlatmak istediğiniz herşey...
Öncelikle bu soru için teşekkür ederim. Zamanında benim geçmişim ve yetimhanede büyümemle ilgili müdür olduğumda ciddi bir haber kirliliği meydana gelmişti. Bu konuda samimi olmak istiyorum. Değerli okurlarınızında bu konuda söylediklerime karşı güven duymalarını istiyorum. Ben İngiltere'de kırsal bir kesimde atıl olan ve kimsenin çok uğramadığı bir yetimhanede büyüdüm. 11 yaşıma girdiğimde ise Hogwarts tarafından kabul edildim ve ondan sonraki hayatımda tek olarak yoluma devam ettim. Ailem hakkında birçok araştırmalarda bulundum. Özellikle profesör olduğum dönemde ciddi olarak Esrar Dairesi'nin yolunu aşındırdım ama malesef geçmişim ve kökenim hakkında net bir bilgiye sahip değilim. Bu benim her zaman içerlediğim bir durum olmuştur. Hatta tarihe ilgimden kendi geçmişime olan meraktan kaynaklanmaktadır. Ancak bu durumun İngiltere aile yapısını anlamayacağım şeklinde konuşulmasını gereksiz buluyorum. Zira ailenin ne demek olduğunu, neden aile üyelerinin birbirlerine her zaman koşulsuz destek olduklarını, aile sevgisini ben bunlara sahip olanlardan daha iyi anlarım. Çünkü herkes elinde olanı bilir, onu kullanır ama kıymetini bilmez. Ama ben bunun kıymetini ve eksiliğini çok iyi biliyorum. Bu nedenle aile yapısının korunması için gerekli tüm desteği vereceğimi buradan iyi bilmeliler. Neyse bu konuda daha fazla uzatmak istemiyorum çünkü yarın bu konuda Bay Elias duygu sömürüsü yaparak insanları kandırıyor diye haberler okumak istiyorum. En başta dediğim gibi samimiyetime inanlara teşekkür ederim.

Aslında özel hayatımı çok yakın olduğu üç dört kişi dışında kimse bilmez. Zira ben bu konularda konuşmayı seven biri değilim. Ama kısaca değinecek olursak. 11 yaşına kadar bir yetimhanede büyüdüm. Daha sonra Hogwarts'ta Ravenclaw'tan mezun oldum. Mezun olduğum yıl Fransa'da sihir tarihi üzerine eğitimler aldım. Sonra hayatın bana çizdiği bir yolda dünyanın farklı köşelerine savruldum ve 13 yıl çok farklı ülkelerde bulundum. Oraların tarihini öğrendim. Farklı büyücü kültürleri ile tanıştım. Sonra bildiğiniz gibi Sihir Tarihi profesörü olarak Hogwarts'a tekrar döndüm. Bundan sonraki zaten herkes tarafınfan mağlum. Sıradan bir büyücü olarak hayat sürüyorum. Bu arada hala bir evim yok. Sanırım artık ufak da olsa bir ev alma zamanım geldi. Zira aile dedik bende kendi ailemi kurmak ve özel bir bağ kurmak istiyorum. Kısacası böyle bir geçmişim var.

Sizce Ravenclaw seçilmeseydiniz hangi binaya atanırdınız?
Aslında bunu hiç düşünmedim. Yani kişiliğimin değişeceğini sanmıyorum belki biraz farklı arkadaşlarım olabilirdi ama takdir Seçmen Şapka'nındı. Biliyorum Seçmen Şapka bireylerin tercihlerini dikkate alır ama ilk başta farklı bir binanın mensubu olsaydım yine ben Darence olurdum. Ama Ravenclaw'tan her zaman onur duymuşumdur. Hani Ravenclaw'a seçildikten sonra böyle bir değişim olsaydı ben olduğum yerde kalmayı seçerdim.

Bana Hufflepuff olabilirmişsiniz gibi geldi. Kızım da Hufflepuff'da okuyor şu anda. En büyük hayaliniz neydi peki?
Tüm ırkların birbirlerini anlayarak barışçıl bir ortamda yaşaması. Kendim için en büyük hayalim ise onurlu, dürüst ve herkese saygı ile yaklaşan bir adam olarak yaşandı denilmesidir.

Olgun bir gençmişsiniz demek ki. Uzun süredir duygusal ilişkilerinize dair basına düşen bir bilgi yok. Kariyeriniz boyunca ilişkilerinizin magazine yansımama sebebi neydi? Gerçekten yalnız mıydınız yoksa bizi başınızdan atmak için kendinize göre bir yöntem mi geliştirdiniz?
Ben hayattan hiçbir zaman talep eden biri olmadım. Belki de bu nedenle yoktur. İyiki de yok aslında basında bu konuda haberlerim. Zira belkide ciddi bir magazin sağlardım ama ben çok hoşlanmıyorum bu konularla bilinmeyi. Ben herkes için yarar sağlayan haberlerle gündeme gelmeyi tercih ederim.

Özel hayatım ile ilgili son sorunuzu ne yazık ki cevaplamayacağım. Çok özür dilerim sizin gibi güzel bir hanımefendinin sorusunu yanıtsız geçmek istemezdim ama bu soruyu pas geçiyorum. Zaten şu an konumum gereği hayatıma bir evlilik olursa bu konu ben istemesem de herkes tarafından bilenecektir.

Sizi sıkıştıramadım desenize (*gülüyor). Olur mu öyle şey. Ne özürü. Asıl ben sizden özür dilerim bu konu hakkında sizi biraz daha dürtükleyeceğim için. Bize biraz ilk aşkınızdan bahsedebilir misiniz?
Benim için çok özel ve sonu çok iyi olmayan bir yaşam sayfasıdır bu. Özür dileyerek bu konuyu da pas geçiyorum. Ama bugün Darence Elias olarak bensem bunda ilk aşkımın ve yaşadıklarımın katkısı büyüktür.

Yanıtın böyle olacağını tahmin etmiştim fakat yine de bir şansımı deneyeyim dedim. Yaranıza tuz basmak değildi niyetim. Peki ya şimdi? Hayatınızda biri var mı? Varsa tanıdığımız biri mi?
Ben ilk başta sorduğunuz sorulara zor demiştim. Ancak bu son sorularınız beni daha da zorladı. Bu konuda şu kadar söz söylemek istiyorum. Hayatta geç kalmış ama şu an tam zamanı dediğim bir kalp huzurum var. Hayatımda evet biri var. Ama kim olduğu veya kim olduğu mesleki açıdan bize zarar verir. Dediğim gibi magazin sayfaları ile gündemde olmak benim için gerçekten gündeme geleceğim konuları gölgeler. İnsanlar bir konsey üyesi olarak beni değerlendirsin, bilsin ve eleştirsinler. Özel hayatımla sadece gerçek ve asıl konuşulması gereken konuları gölgeleriz diye düşünüyorum.

Sanırım üçüncü altın tüyümü sizin pek gizli duygusal dünyanızı eşeleyerek alacağım. Düzenli bir aile kurmak planlarınız arasında mı?
Ben bu konularda çok detaylı plan yapmamayı acı tecrübelerle öğrenen biriyim. O neden bu sorunuza şöyle cevap vermek istiyorum. Huzurlu, güvenli, birbirine bağlı ve sevgisini kaybetmeyecek bir aile kurmak planlarımdan öte hayallerim arasındadır.

Hep geçmişinizden ve kariyerinizden bahsettik. Merak ediyorum acaba bu genç ve başarılı adamın en büyük korkusu ne? Yoksa fobilerinizden bahsetmek siyasi anlamda rakiplerinizin eline koz mu verir?
Hayır, rakiplerime geçmesi gibi bir korkum yok. Tabi kişisel olarak bazı hayvanlardan korkuyorum. Ama her birey gibiyim işte. Ama asıl korkum beni hata yaptıktan sonra insanların bana karşı güvenlerinin yok olmasıdır. Elbette bende hata yapabilirim (istemem ama), ama hata karşısında güven kaybetmek en büyük korkularımdandır.

Ben de yabani kuşlardan hiç hoşlanmam. Tarihte sizi en çok etkileyen olay ne ve kendinize örnek aldığınız birileri var mı?
Aslında son zamana kadar farklı bir olaydı ama tarihten beni etkileyen en büyük olarak Bakanlık Savaşı'dır. Onun ardından eski Hogwarts müdürünün bana okulu savunmak için vermesi arkasından bana bıraktığı defterdir. Tarih ileride bunları daha detaylı ve objektif yazacaktır tabikide ama benim için bunlar önemlidir. Örnek aldığım biri değil birçok kişi var. Ben bir öğrencimim çalışma düzenini, başarısını ve hatta sorduğu yaratıcı soruları bile örnek alırım. Kısacası bir iyi niyet varsa ve ben bunu ilk kez keşfediyorsam o birey benim için örnek teşkil eder. Bu nedenle tek bir kişiye veya tarihi karaktere bağlılığım yoktur.

Gazetemiz aracalığıyla büyücedünyadaki derin oluşumlara bir çift söz söylemek ister miydiniz?
Ne kadar derinse işin sonunda üzerlerine atacağımız toprak o kadar çok olacaktır. O kadar derine gömülen bir şeyde zaten kısa zamanda yok olacaktır!



   
Ylberia Troshani

Editör

İki Altın Tüy sahibi, bir çocuk annesi, yirmi yılı aşkın gazeteci. Bir zamanların sağlık habercisi olan Troshani, Ezekiel Harris ile yaptığı röportajla tarafsız haberciliği büyücedünyaya göstermiş, Casey Shaffer suikastini kadrajına yansıtarak dünya çapında ses getirmiştir. Kariyerine Gelecek Postası Editörü olarak devam etmektedir.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://www.hogwarts-rpg.com/t3837-ylberia-troshani-dhurim-karak
 
Darence Elias ile Eğri Oturup Doğru Konuşalım
Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hogwarts-RPG :: Gelecek Postası-