Döneminin Baş Seherbazı, Ezekiel Harris tarafından kurulan örgütün anlamı Adaletin Savaşçılarıdır. Resmi olarak 1970 yılında kurulan ve kendisine bu ismi veren grup, aslında 1960 yılından beri gizliden gizliye varlığını sürdürmektedir. Bu topluluk, tek bir amaç için kurulmuştur; adalet. Sihir bakanı Austin Hudson’ın adaletsizce sürdürdüğü 35 yıllık hükümdarlığa ve insanların inatla yok saydığı diktatörlüğe dur demek için, özgürlükçü ve yenilikçi bireylerin bir araya toplanmasıyla oluşmuştur. # Devamı İçin TIKLAYINIZ!
Scuta
Ingemar Byström tarafından ‘Düzenin Kalkanı’ adı altında kurulmuşlardır. 1970 yılında, Bellatores gibi güçlü bir örgütün ortaya çıkışı ile, birnevi mecburiyet sebebiyle savunma gücü olarak ortaya çıkmıştır. İlk kuruluş amaçları düzeni (Bu vesileyle aslıda Sihir Bakanı ve bakanın inançlarını) korumak olsa dahi, çoğu üyenin katılım amacı doğrultusunda daha nebze Bellatores’u ortadan kaldırmak şeklinde amaç kayması oluşmuştur. Buna rağmen liderleri Byström, bu amacı reddederek tüm isteklerinin halk tarafından demokratik yollarla beş kere seçilmiş olan bakanı ve bununla beraber düzeni korumak olduğunu birçok kez belirtmiş, belirtmeye devam etmektedir. # Devamı İçin TIKLAYINIZ!
Ad ve Soyadınız: Günlük Online Süreniz: Karakter Kurgunuz (Dönüşüm Dahil): Neden Bu Irk: Örnek Rp: (Spoiler içinde veriniz)
*Kurtadam sistemini okumadan başvurmayınız. TIKLAYINIZ!
Misafir
Misafir
17.07.16 18:12
Ad ve Soyadınız: Zack Teller Günlük Online Süreniz: Göreceğiz. Neden Bu Irk: Bu karakterimi hep kurtadam rütbesi adı altında açtım. Senelerin hatırı var kısacası.
Spoiler:
Zack Teller.
işler çıkmaza girdiğinde,
Bu sabah kalktığımda savaş alanına dönüşen odamda, şaşkın gözlerle etrafı süzdüm. Her yer her yerdeydi. Sanki dün gece burada bir parti, -feci derece ağır geçen bir parti- yapılmıştı ve bundan sadece benim haberim yoktu. Yavaşça yatakta doğruldum ve gerinmeyi denedim. Fakat bu imkansız görünüyordu. Vücudumun yer yeri de tıpkı şu an odamın bulunduğu durum içerisindeydi. Üzerimde bulunan ağırlık hissiyle zorda olsa lavaboya ulaşabildim. Aynaya baktığımda şaşkın gözlerim bu sefer yerlerinden fırlayacaklardı. Morarmış olan sol gözüm sızlıyordu. Dün gece ne olmuştu böyle? Ne oldu hakkında hiçbir şey hatırlamıyordum. Dün akşam Şükran Günü değil miydi? Görünüşe bakılırsa, muhteşem bir şükran gecesi geçirmiş olmalıydım. Mutfağa indiğimde her zaman ki soğukkanlıyla Ryan kahvaltı gevreğini yiyordu. Anlam veremediğim sırıtışıyla bana baktığında "Dün gece çok fena çuvalladın." dedi. Yüzümdeki şaşkın ifadeyi gizlememiş olmalıydım ki, hala gülümsemeye devam ediyordu. Babam mutfağa girdiğinde Ryan da gördüğüm sırıtışı babamda da gördüm ve oda bana "Bence birini seçmeliydin." dedi. Annem neredeydi? O hepimizden önce kalkardı. Belki burada olmasını bana bir şeyler anlatması için istiyordum. Tekrar o sırıtışı Babam ve Ryan da görünce, 'Herkes dün akşam bu sırıtışı mı çalıştı?' diye düşündüm. Annem de mutfağa geldiğinde derin bir iç çektim. "Hangisini seviyorsun karar vermelisin." dediğinde ise artık çılgına dönmüştüm. Şaşkın bakışlarımı hepsinin üzerinde teker teker gezdirdim. Biri bana dün gece neler olduğunu anlatabilir miydi?
Ayılmak için bir kahve, ağrıyan başım için ağrı kesici ve sızlayan gözüm için bir buz torbası aldım. "Gerçekten dün gece ne olduğunu anlatacak mısınız?" dediğimde Ryan söze girdi ve dün gece olan anlatmaya başladığında her şeyi hatırladım. Evet, evet her şeyi hatırlıyordum. Rachel’ın gözüme attığı yumruk Anna’nın kafamda kırdığı vazo… Hepsini hatırladım. Peki neden? Aptal kafam, o da şimdi aklıma gelmişti. Anna ile ilişkimizi ileri ki aşamalara taşımak için benim odama çıktığımız sırada Rachel mesaj atarak konuşmak istediğini ve kapıda olduğunu söylemişti. O anki telaşım içerisinde hızlıca aşağıya inip Anna ve Rachel’ın karşılaşmamaları için, Rachel’ı doğruca Ryan’ın kaldığı havuz evine götürmüştüm. Rachel bana duydu gizli aşkı kimseye söyleyemediği ve kabullenemediği için nerede ne zaman ne diyeceği belli olmuyordu ve şimdi yine o anlardan biriydi. Aniden üzerime atladı ve adeta dudaklarıma yapıştı. Bu duygularını gizli saklı değil de açık açık söylese onu tercih ederdim ama Rachel duygularını saklamak istiyor ve beni de kimseye söylemem için tehdit ediyordu. Bir yandan da Anna bana duygularını açmıştı ve onunla da biraz sonra üst katta ileri ki aşamaya geçmek üzereydik. Olamaz! Rachel’ı unutmuştum. Anna’ya beklemesini ve hemen geleceğimi söyleyip Rachel’ın yanına gittim oda ileri ki aşama için ben bekliyordu. Tekrar odaya girdiğimde Anna sıkılmış bir şekilde yataktaydı tam yanına gittiğimde, Rachel’ın sesini duydum. Nereden çıkmıştı böyle? Acaba beni mi takip etmişti? 'Şimdi faka bastın dostum.' diye düşünerek Anna’nın duymaması için elimden geleni yapmaya başlamıştım. Onu birazda daha bekleteceğimi söyleyerek tekrar aşağıya indim. Rachel kapıda öylece dikilmiş duruyordu. "Senin ne işin var burada? Havuz evinde olman gerekiyordu. Yanına geleceğimi söylemiştim." dedim. Hiçbir şey söyleyemiyor, sadece bana bakıyordu. Kolundan yavaşça tuttum ve onu tekrar havuz evine doğru sürükledim. Bu durumdan sıkılmışçasına bir iç çektim ve onu tekrar havuz evine götürdüm. Yarım kalan öpüşmemize devam ederken Rachel bir an duraksadı ve yaptığının bir hata olduğunu söyledi. Duraksadım ve geri çekildim. Mutfağa doğru ilerlerken tam arkasından onu takip ediyorum. O sıra da Anna da mutfağa inmişti. Rachel’la karşılaştıkları zaman, ölüm fermanımı yazdığımı anladım. O sırada dedemler yoğun bir kavganın içindeydi. Annem sürekli şarap içiyor, babam dedemden kurtulmanın yollarını arıyor ve dedem ise her zaman ki gibi anneme emirler yağdırıyordu. O sıra karşılaşan Rachel ve Anna bana dönerek bir açıklama beklediklerini söylediler ama ben hiçbir şey diyemedim. İşte o sırada gözeme Rachel’ın yumruğunu ve kafama da Anna’nın masadan aldığı vazoyu hissettim. Yine ikisi arasında kaldım ve ikisini de kaybettim.
Ryan’ın soğukkanlı kahvaltısının ardından pek popüler olmadığım okula giderken Anna ve Rachel ile karşılaşmamak için dua ettim. Fakat okulda gördüm ilk kişiler onlardı. İkisi de kızgın bakışlarıyla bana karşı bir üstünlük kurmaya çalıştıklarını anladım. Dur bir saniye, olamaz Anna ve Rachel arkadaş mı olmuşlardı? Galiba bu, bana karşı açılmış büyük bir savaştı. Acaba ikisinden de özür dilesem beni affederler miydi? Yoksa ikisinin öfkesi karşısında dayanabilir miydim? Peki, onlara aldığım hediyeler… Hangisi beni gerçekten seviyor, bana değer veriyor? Rachel daha arkadaşlarının yanında benle konuşmazken ben onunla nasıl birlikte olabilirim? 'En doğru karar Anna sanırsam.' diye düşündüm. Fakat Rachel’ı nasıl bu kadar kolay bırakabilirdim? Yine kararsız kalmıştım. Belki de öfkeleri sönene kadar beklemeliydim. Böylesi her şey için daha iyi olacakmış gibi görünüyordu.
Ad ve Soyadınız:Caspian Sharman Günlük Online Süreniz: Bilemiyorum yaz bittiğinde dersten döndüğümde her saat Karakter Kurgunuz (Dönüşüm Dahil):
Spoiler:
Tekrar oraya geri dönmek istemiyorum. Küçük bir çocuk olan Henry'nin çığlıkları boşunaydı. Kaldığı yetim hane görevlileri onu geri götürecekti. "Her seferinde kaçmayı nasıl başarıyordun" diye sordu biri. Aslında bir soru değildi bu, cevabı asla olmayacaktı. Görevli kadının siteminden biriydi sadece. Evet kaçıyordu. Her seferinde bir fırsat bulup o korkunç yetim haneden kaçıyordu ve buna devam edecekti. Neredeyse daha bir ay geçmeden tekrar tekrar kaçıyordu o hapishane gibi duvarları olan korkunç yerden. Yetim hane görevleri küçük çocuğu ite kaka arabanın içine bindirmişler ve tekrardan yetim haneye geri dönmüşlerdi.
Daha on yedi yaşında olan Henry şimdi ise parmaklıklı bir pencerenin kenarına kedi gibi tünemiş biraz ilerilerin de olan sanki sonsuzluğa uzanır gibi görünen karanlık ormanı izliyordu. Aslında bedeni oradaydı. Tünediği yerde ama ruhu bam başka alemlerde geziyordu. Daha bundan üç sene önce gelmişti bu yetim haneye. Soğuk, yağmurlu bir kış günüydü. O geceyi hatırlamak istemiyordu Henry. Özgürlüğünün elinden alındığı geceyi. Annesi bir balerindi. Bir trafik kazasında bir bacağını kaybetmiş ve hayata küsmüştü. Babası da modern dansçıydı. Henry de ailesi gibi çok seviyordu dans etmeyi, şarkı söylemeyi. Ama burada bu ücra yerde ikisi de yasaktı. Bir köle gibi yaşıyorlardı. Sahi ailesi ne için buraya vermişti onu. Bunu asla öğrenemeyecekti. Ailesi sayesinde sevdi dansı ve müziği Henry. Bir yaşam şekli olmuştu onun için ama o trafik kazasından sonra. Unut demişti babası ona bir gün. Müziği, dansı unut. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmamıştı. Trafik kazasından üç ay sonrada buraya getirmişlerdi onu. Özgürlüğünün alındığı yere.
3 Ay sonra
Her akşam gibi yine o pencereye tünemişti Henry. Gözleri donuk bir şekilde yine o ormana bakıyordu. Bu gece özgürlüğünü geri almaya karar verdi. Kaçacaktı yine. Bu sefer daha uzun bir süre kalmıştı burada. Artık nefes alamıyor olmuştu. Dans etmeyi, şarkı söylemeyi unutmuştu belki. Ama bu gece özgürlüğüne kavuşup yasaklanan o hayatını geri alacaktı.
Dışarı çıkmak kolay olmamıştı. Üstelik bir sürü yetim hane görevlisi de peşine takılmıştı. Büyük, karanlık ormana dalmıştı bu sefer. Daha önce buraya kaçmayı hiç denememişti. Arkasına bakmadan koşuyordu Henry. İçinden koş diyordu, özgürlüğün için koş...
Saat iyice geç olmuştu. Üstelik yağmurda başlamıştı. Henrynin sırıl sıklam olmuştu. Yemek hane müdürü onu böyle görse bir ay ceza verirdi. Sadece cezamı daha neler neler. Uzaklardan kurt ulumaları, kuş sesleri duyuluyordu. Henry bir ağacın dibinde durdu. Peşindekileri atlattığını düşündü. Bir kaç adım attığında kendini yorulmuş hissetti. Bacakları artık yürüyemiyordu. Küçük göğsü bir körük gibi iniyor ve kalkıyordu. Kurtların uluması, kuşların ötüşü onu korkutuyordu. Bir anda kulaklarını eliyle kapatıp, gözlerini sıkıca yumdu. Kendini annesinin ve babasının sıcak kollarında hayal etti. Ama işe yaramadı, onlar çok önceden onu terk edip gitmişlerdi.
Çalıların arasından bir hışırtı duydu sonra küçük cılız ışıklar ve bağrışlar duydu. Bunlar yetim hane görevlileriydi, onu arıyorlardı. "Bu sefer olmaz..." dedi Henry, soluk soluğa. Sesi çok az duyuluyordu. Bütün gücü tükenmek üzereyken yine koşmaya başladı. Arkasına defalarca bakıyor ve koşuyordu. En sonunda yere düştü. Vaz geçmedi sürünüyordu bu sefer. Özgürlüğünü geri alabilmek içindi bu savaş. Çalıların arasına daldı. Belki burada onu görmezler diye ama sandığı gibi olmadı. İri yarı bir adam onu görüp diğer görevlilere de haber vermişti. Henry birden çalıların arasından çıkıp tekrar koşmaya başladı. Küçük ayaklarındaki ayakkabılar, pantolonu ve hatta üstündeki tişörtü parçalanmıştı. Vücudunda ve özellikle yüzünde çok sayıda çizik vardı. Sağ kolunda ki bir çizik kanamaya başlamıştı ama o yılmadı. Koştu fakat içinde başka bir şey oluyordu. Yorgunluğun yada başka bir şeyin hissi değildi bu. Ölüyorum diye düşündü küçük Henry ama ölmüyordu. Koşarken her tarafı tüylerle kaplandı ve dört bacağı vardı artık. Dört bacak üstünde koşuyordu. Üstelik her yeri kar beyazı rengindeydi. Gök yüzüne baktığında tepsi gibi duran dolunay vardı. Kulakları artık eskisinden daha iyi duyuyordu. Korktu bu halinden. Nasıl bir yaratık olmuştu. Küçük bir su birikintisinde kendi gördü. Beyaz tüyler olan bir kurt olmuştu. Yağan yağmur o güzelim tüylerini ıslatıyordu. Evet daha küçüktü. Bir kurt olarak ta pek kuvvetli gözükmüyordu. Arkasından tıkırtılar duydu. Geri geri bir ağacın altına sindi. Bunlar onu arayan görevlilerdi. Onları görünce hırlamaya başladı. Bir anda uludu. Küçük bir kurt olabilirdi ama güçlü bir sesi vardı. Görevliler yakında bir kurt sürüsü olduğunu zannedip geri döndüler. Artık özgürdü Henry. O parmaklıkların arasına dönmeyecekti fakat sonsuza kadarda böyle bir görüntüde kalmak istemiyordu. İleride küçük bir mağara buldu ve oraya sığındı.
Başka bi sitede kullandığım kurgu
Neden Bu Irk:Kurtları her zaman sevmişimdir. Örnek Rp: (Spoiler içinde veriniz)Akatriel Wisdom
Carmenta
Game Master
Ϟ Rp Beğenileri : 1
21.07.16 20:17
Rütbeniz veriliyor. Kurtadam sistemine göz atmayı unutmayın, zira dolunay bizim buralarda biraz farklı işliyor.
Alexei Ivanov
Ölü
Ϟ Rp Beğenileri : 0
24.07.16 22:09
Ad ve Soyadınız: Alexei Ivanov Günlük Online Süreniz: Hergün buralardayım Karakter Kurgunuz (Dönüşüm Dahil): Bunu rp olarak yazmadım hiç. Üstün körü anlatıyorum. Zaten rütbeden sonra bi flashback yaparım olmazsa.
Kurt soylu bir aileden gelen Alex, yaşı geldiğinde dönüşüme uğraması için zorlandı ve kavga esnasında sinir patlaması geçirerek kurt kimliğine büründü. Bu kavga esnasında da bir çocuğun komaya girmesine neden oldu. Bunun olacağının her zaman bilincindeydi ama böyle olmasını beklemiyordu. Aylarca kendini suçladı ve suçlu psikolojisi içerisine girdi. Her dolunay zamanı ondan deneyimli kurtlarla beraber dönüştü ve güçleri üzerinde hüküm sağlamak için çaba sarf etti. Kemikleri milyon parçaya ayrılıp tekrar birleşirken bir daha kurt olmayacağını söylese de, kurt olmaktan da hiç bir zaman vazgeçemedi. İçten içe başkalarından üstün olma fikri benliğini ele geçirmişti çünkü. Yeni ve deneyimsiz olduğu için sürekli asabi ve sinirliydi alışma süresince. Bedeni değişikliğe girdi ve onu daha olgun göstermeye başladı. Tecrübesizliğini ailesi sayesinde atlattı ve ilk olay hariç hiç bir sıkıntı yaşamadan bu sürecin üstesinden geldi.
Neden Bu Irk: Alex'i hep kurt yaptım çünkü bu zamana kadar. :/ Örnek Rp: (Spoiler içinde veriniz): Azula ben..
*Daha sonra başka bir mesleğe daha başvuracağım bunu alayım dedim.
Carmenta
Game Master
Ϟ Rp Beğenileri : 1
24.07.16 22:52
Merhaba. Kurtadam ırkı özelliklerimizi okumamışsınız sanırım. Örnek verecek olursak;
Alıntı :
Dolunay zamanında duyularının en zirve noktasına ulaşırlar. Dolunay zamanı en güçsüz oldukları zamandır. İnsan formunda kalırlar ancak büyü dahil tüm güçleri bir muggle kadardır.
Kurt soylu bir aile kısmını da tam anlamadım. Aile tüm çocuklarını kurda mı dönüştürüyor yani sürekli? Yoksa kurtadam olarak değil, büyücü/cadı veyahut aileniz önceden ne idiyse o şekilde doğuyorsunuz.
Kurgunuzu hafif değiştirip, dolunay gibi özellikleri düzenlediğinizde ırkınız verilecektir.
Soykan Yıldız
Kurtadam
Ϟ Rp Beğenileri : 0
09.08.16 16:35
;;soykan yıldız. ;;karakter, muggle doğumlu. tamamen normal bir aileden geliyor; ama babasıyla ilgili bazı sıkıntıları var. neredeyse başı boş büyüyor diyebiliriz. sokaklarda gezmeyi, kızları seven biri. normal okullara gidiyor, ancak üniversiteye gitmeye pek fırsatı olmuyor. bir gece okuldaki arkadaşlarıyla evinin arka sokağındaki küçük parkta otururken saldırıya uğruyorlar. diğerlerinin kaçmasıyla orta yerde kalıyor. daha sonrası malum, ısırılıyor, eve geri dönmeden önce üç gün geçmesi gerekiyor. ailesine hiçbir şey anlatmıyor. zaten kendi de ne olduğunu bilmiyor. sonraki dolunaya kadar. o dolunay zamanında ne olduğunu anlıyor ve hayat çizgisini ondan sonra çiziyor. daha sonra büyücüler dünyasına sürükleniyor soykan, eski hayatını arkada bırakması gerektiğini gayet iyi biliyor çünkü. seks ve çok az arkadaşla götürdüğü mütevazi hayatını yaşıyor. dolunay zamanları hariç resim çiziyor ve kolay para kazanıyor. ;;bu ırk, çünkü soykan bebeğime en uygun bu olacak. ;;charlie dalton.
The Kronos
Game Master
Ϟ Rp Beğenileri : 0
09.08.16 16:49
Rütbeniz veriliyor. Kurtadam sistemine göz atmayı unutmayın, zira dolunay bizim buralarda biraz farklı işliyor.
Camille Calaway
St. Mungo Şifacı
Ϟ Rp Beğenileri : 1
27.09.16 0:25
Ad ve Soyadınız: Camille Calaway Günlük Online Süreniz:Değişiyor ama ders dışında her zaman girebilirim Karakter Kurgunuz (Dönüşüm Dahil): Ailesi bir melez. Annesi muggle baba tarafı safkan. Baba tarafı biraz sorunlu. Hogwarts ta Slytherin soyundan geliyorlar ve baba tarafı annesi ile olan evliliğe karşı çıkıyor. Ne kadar karşı çıksalarda yinede evleniyorlar. Bir akşam Camille arkadaşıyla dışarıda gezerken bir kurt adamın saldırısına uğruyor. İki kızda ısırılıyor. Camille dönüşüm geçirmeyi başarıyor fakan arkadaşı bir kaç gün içinde can veriyor. Genç cadı Hogwarts'a gitti için kurt yasalarından dolayı boynunda sihirli bir kolyeyle gezer. Kolyeyi şuana kadar gören olmamıştı. Neden Bu Irk:Kurgu gereği Hogwarts ta kurt kız bir öğrenci Örnek Rp: (Spoiler içinde veriniz)Leighton Ranobar