Döneminin Baş Seherbazı, Ezekiel Harris tarafından kurulan örgütün anlamı Adaletin Savaşçılarıdır. Resmi olarak 1970 yılında kurulan ve kendisine bu ismi veren grup, aslında 1960 yılından beri gizliden gizliye varlığını sürdürmektedir. Bu topluluk, tek bir amaç için kurulmuştur; adalet. Sihir bakanı Austin Hudson’ın adaletsizce sürdürdüğü 35 yıllık hükümdarlığa ve insanların inatla yok saydığı diktatörlüğe dur demek için, özgürlükçü ve yenilikçi bireylerin bir araya toplanmasıyla oluşmuştur. # Devamı İçin TIKLAYINIZ!
Scuta
Ingemar Byström tarafından ‘Düzenin Kalkanı’ adı altında kurulmuşlardır. 1970 yılında, Bellatores gibi güçlü bir örgütün ortaya çıkışı ile, birnevi mecburiyet sebebiyle savunma gücü olarak ortaya çıkmıştır. İlk kuruluş amaçları düzeni (Bu vesileyle aslıda Sihir Bakanı ve bakanın inançlarını) korumak olsa dahi, çoğu üyenin katılım amacı doğrultusunda daha nebze Bellatores’u ortadan kaldırmak şeklinde amaç kayması oluşmuştur. Buna rağmen liderleri Byström, bu amacı reddederek tüm isteklerinin halk tarafından demokratik yollarla beş kere seçilmiş olan bakanı ve bununla beraber düzeni korumak olduğunu birçok kez belirtmiş, belirtmeye devam etmektedir. # Devamı İçin TIKLAYINIZ!
Okulun bitmesine daha üç ay vardı ve dersler olabildiğince yoğun şekilde devam ediyordu. Baharın gelişi öğrencileri biraz daha gevşetmişti doğal olarak, ortalık iyiden iyiye kaynaşan çiftlerle dolmaya başlamıştı bile. Kara göl yada okulun bahçesindeki her kuytu köşe birileri tarafından kapılmıştı. Kışa nazaran oldukça azalan öğrenci sayısıyla sakinleşen kütüphane, ne bahara nede hormonlarıyla bir işi olmayan inek öğrencilerin favori mekanıydı. Lilith'e göre kendisi ne inek kategorisindeydi ne de normal bir öğrenciydi. Tanımlayacak bir kelime bulmak yerine, okumaktan ve oradan oraya taşınmaktan yıpranmış kitaplarıyla ilgilenmeyi seçiyordu. Oldukça eğlenceli geçen bir iksir dersinin ardından, ezberlediği o yolu adımlamaya başlamıştı. Sağ omzuna astığı çantasının azımsanmayacak ağırlığı bile yavaşlatmıyordu onu. Belki gözden kaçırdığım bir şey vardır diye yanından ayırmadığı kitaplarının ağırlığına alışmıştı. Sonunda kütüphanenin kapısından içeri gözlerini tavana dikerek girdiğinde, koridorların gürültüsünden arınmış sessizlik yüzüne çarpmıştı. Boş yer bulma işini kolayca hallettikten sonra çantasını masasının üzerine bıraktı. Kütüphanenin sessizliğini uzun zaman sonra bozan ilk gürültünün bundan ibaret olduğuna emindi. Etrafına bakındığında, birkaç inek öğrenciden başkası yoktu. Memnun bir ifade ile çantasını açtığında, içerideki kitap yığınını üstünkörü kurcaladı. Aklındaki kitabı geri teslim etmek üzere eline alırken bir şey dikkatini çekecekti. Babasının ona hediye olarak aldığı, zihinbend büyüsünü ilk olarak tanıdığı o kitap yoktu. Emin olmak için tekrar baktı, hatta bütün kitapları tek tek masaya üst üste dizdi. Yavaştan gelen panikleme hissiyle dudaklarını dişlemeye başlamıştı çok geçmeden. O kitabın, daha doğrusu Lilith'in ilgilendiği o büyünün, birilerinin eline geçmesini istemiyordu. Zihnindekileri neden saklamak istediğini sorgulamak isteyeceklerdi büyük ihtimalle çünkü. Eliyle saçlarını geriye atarken aklına az önce dersten çıktığı iksir sınıfına bakmak gelmişti. Orada unutmuş olmalıydı. Kitapları çantasına atıp hızlıca kütüphaneden çıktı. Olması gerekenden daha hızlı gittiği halde yol oldukça uzun gelmişti ve sabırsızca biran önce sınıfa gidip kitabını kontrol etmek istemişti. Merdivenleri çifter çifter çıktığında bacaklarında güç kalmadığını hissetse de dinlenmeden iksir sınıfına koşturmaya devam etti.
Sonunda kapıya geldiğinde, nefesini tutup, içeride kimlerin olup olmadığını umursamaksızın hiddetli bir giriş yapmıştı sınıfa. Kitabını okuyan varsa baskın yapacak ve hesap soracaktı. Tuttuğu nefesini verirken derste oturduğu masaya kaydı gözü hemen. İçeride sadece bir kişi vardı ve düşündüğü sahne yaşanmak üzereydi. Uzunca bir büyücünün kitabı eline alıp, ön ve arka kapağına göz attığını görebiliyordu. Arkası dönük olduğundan kim olduğunu göremiyordu ama masasından alınan kitaba şahit olmuştu. Bir şey söylemeden dikilmek yerine hızlı adımlarla büyücünün arkasından yaklaşmaya başladı. Çantanın ağırlığını azalmak için eliyle tuttuğu çantayı herhangi bir masanın üzerine koydu ve ikinci hamlesi asasını eline almak oldu. "Kitabımı alabilir miyim?" diye sordu sesli bir şekilde. Boş sınıfta yankılanan sesi duyan büyücü yavaşça arkasını döndüğünde Lilith gördüğü tanıdık yüze şaşırmıştı. "Dimitri ?" dudaklarından bir isim şeklinde dökülen o şaşkın nidaya engel olamamıştı. Buna benzer bir tabloyu daha önce de yaşamıştı. İhtiyaç odasındaki o anı aklına gelmişti hemen. Dimitri de şaşırmış görünüyordu fakat bu Lilith'i görmekten çok, elinde kendisine doğrultulmuş asaya karşı yönelttiği bir şaşkınlık gibiydi. Hemen asayı indirip, "Görüşmeyeli uzun zaman oldu." dedi genç cadı.
Dimitri V. Raskolnikov
Büyücü
Ϟ Rp Beğenileri : 35
26.11.17 23:07
Stajdan önceki son yıl olmasından kaynaklı olsa gerek dersler olduğunca zorlaşmıştı. İki yılda öğrenilecek bilgiler sanki bir yıla sığdırılmış gibiydi. Başarılı geçirmiş olduğu İksir dersi bittiğinde halinden memnundu. Tek derdi, Lilith idi. Karşılaştıkları ve yemin ettikleri o günden beri diken üstünde gibiydi Dimitri. Sürekli onu izliyordu. Dışarıdan bakıldığında açılamamış bir aşık gibi gözüküyor olabilirdi fakat durum farklıydı. Ve bunu bilen 'hala' ikisiydi. Yine gözlerini Lilith'e dikmiş sınıftan çıkmasını izlerken genç cadının masasında bıraktığı kitap gözüne çarptı. Oturduğu yerden hızla kalkıp kitabı eline almıştı. İçerisinde ne yazdığını bilmiyordu fakat 'her şey' yazıyor olabilirdi. Bu sırada sınıftan çıkan diğer öğrencilere bakmamıştı bile. Elindeki kitabın ismine bakıyordu.
''Bu kitapla ne yapıyor olabilir?''
Kendi kendine fısıltıya söylediği cümleden sonra ilk sayfasını açtı. Siyah mürekkep ile yazılmış 'doğum günün kutlu olsun Lilith, Baban.' yazıyordu. Anlaşılan hediye gelmişti ve bunun Lilith için önemini tahmin edebiliyordu. Bir sonraki sayfaya geçtiğinde içindekiler kısmını inceliyordu. Dimitri, bunları daha önce duymuştu. Çok derinlemesine bilmiyordu fakat kulak aşinalığı vardı. Sayfaları teker teker karıştırırken arkasından gelen sesle kitabı sertçe kapatıp sesin geldiği yöne döndü. Lilith olduğunu görünce gerilmiş olan ifadesi bir nebze olsa daha rahat bir duruma gelmişti. Kitabı elinde daha da sıkıca kavrarken gülümsedi. Birkaç adım cadıya yaklaştığında bir fısıltıyla konuştu.
''Hala yaşıyor olman beni şaşırtıyor Lilith.''
Elinde tuttuğu kitabı arasındaki az mesafeyi kapatmadan cadıya uzattı. Demek ki Lilith bir zihinbendar idi tıpkı kendisi gibi. Bu yönden ilgisini çekmişti çekik gözlü cadı. Bu kadar ortak yönlerinin olması her seferinde Dimitriyi şaşırtıyor ve ona olan ön yargılarının kırılmasına sebebiyet veriyordu. Onun neler yaşadığını bilmiyordu tıpkı Lilith'in kendisinin ne yaşadığını bilmediği gibi. İki gençte hayatlarında bazı sırlara sahiplerdi ve bunları korumak için her türlü yola başvurmaktan çekinmiyorlardı. Ettikleri bozulmaz yemin sayesinde arkasında bir cadı olduğun bilmek Dimitri'ye istemsiz bir şekilde güç veriyordu. Dibe çöktüğü zamanlarda Lilith'in güçlü duruşunu görüyor ve kendisine kızarak yeniden yükselişe geçiyordu. Hayatında hep böyle olmuştu Dimitri. Ruhsal yönden inişleri çıkışları olan, daima sert olandı. Bazen bu durum kendisini fazlasıyla yoruyordu. Bu yüzden de bazı zamanlar olabildiğince güleç, sevecen ve yardımsever, yükleri olmayan biri gibi oluyordu. Dimitri, bu davranışlarının kendisine daha iyi geldiğini biliyordu. Kendisini daha iyi biri yaptığına inanıyordu fakat bir Raskolnikov soy adını taşımanın gerektiriği davranışlardan olmaması işini kolaylaştırmıyordu.
''Bu kadar özel bir şeyi ortalıkta bırakmamalısın yoksa senin aleyhine kullanabilirler. Pek dostun olduğunu söyleyemeyiz değil mi?''
Lilith Helios
Seherbaz
Ϟ Rp Beğenileri : 31
13.12.17 14:12
Dmitri elinde tuttuğu kitabı uzatmadan önce, hala yaşıyor olmasına atıfta bulunduğu bir cümle fısıldamıştı Lilith'e. Genç cadı, kurulan ölüm yüklü cümleye anlam veremeyip kısık gözlerle süzdü büyücüyü. Biraz düşününce anlamı gayet açıktı aslında; bozulmaz yeminden bahsediyordu. Lilith üzerine yemin ettiği o sırrı söylemiş olsaydı başka birisine çoktan ölmüş olurdu. "Sende pek ölü sayılmazsın. İkimiz de yeminimize sadık kaldığımız sürece yaşıyor oluruz." diyerek karşılık verdi. Tek taraflı bir yemin söz konusu değildi tabi, iki tarafta kendisini korumaya alacak kadar zekiydiler. İkisi de çıkarları doğrultusunda hareket etmişti o gün.
Diğer yandan Lilith, Dmitri'nin yanında belli belirsiz bir rahatlık da hissediyordu. Hatıralarında saklanan cinayet yüklü senaryoyu yaşayan, o yükün altında ezilen kişi sadece Lilith değildi. Dmitri'nin de zihninde tekrar eden ve onu rahat bırakmayan anıları vardı. İki genç, kişiliklerinin sınırını ve ihtiyaçlarını belirleyen, karar vermeden önce çokça kez düşünmelerini sağlayan ortak bir yöne sahipti. Lilith bir çok açıdan kendisiyle eşit tutuyordu Dmitri'yi. Böyle düşünmekte rahatlamasına neden oluyordu büyücünün yanındayken.
Bu kitabın aleyhine kullanılabileceği konusunda haklıydı ama okulda bunu anlayacak zekada öğrencinin olup olmadığı konusunda kararsızdı. "Haklısın." kitabı çantasına yerleştirmeye çalışırken konuşmaya devam edecekti, koşarken çantaya gelişigüzel attığı kitaplar birbirine girmişti hep. " Ama düşününce..." kitabı koyduktan sonra başını kaldırıp onu dinleyen büyücüye bakmaya başladı. "...bu okulda senden başkasının bunu benim aleyhime kullanabilecek kapasitesi olduğunu düşünmüyorum. Zihinbend büyüsünü ne için istediğimi anlayabilecek tek kişi sensin." konuşurken, Dmitri'nin kitabın sayfalarında kendisi için önemli büyüyü çoktan anladığını varsaymıştı. Zihnindekileri başkalarından saklamak için ihtiyacı olan büyüydü bu. Belki de Dmitri de biliyordu bu büyüyü. "Sen de biliyorsun değil mi Zihinbend büyüsünü ? Oldukça zor ve öğrenmesi zaman alan bir büyü o yüzden..." son cümlesini söylediği sırada açılan kapı düşüncelerini ve sözünü bölmüştü. İkisi de dikkatini kapıya verdiklerinde içeri giren biri kız biri erkek, alt sınıflardan olduğu yüzlerinde ki çocuksu ifadeden okunan, iki yeni öğrenci girmişti. Lilith'in ve Dmitr'nin soğuk bakışlarıyla karşılaşan çocuklar oldukça çekingen bir ifadeye bürünmüşlerdi. Okulda üst sınıflardan iki Slytherin ile karşılaşmak herkesin isteyeceği bir manzara değildi doğrusu. Lilith ise konuştuklarının onlar tarafından duyulup duyulmadığını merak etmişti. Kollarını birbirine bağlayıp "Siz bizi mi dinliyordunuz?" diye sordu. Sesinde ki kibir ve soğukluk sınıfta yankılanmıştı. Çocuklar birbirine bakıp, bir kaç adım geriye gittiler. Sınıftan çıkmak istiyorlardı belli ki. "Bir yere gitmek yok." niyetlerini anladıktan sonra hazırda bekleyen asası ile kapıyı kapattı Lilith.
Dimitri V. Raskolnikov
Büyücü
Ϟ Rp Beğenileri : 35
25.01.18 22:23
''Evet, çok sıkı çalışma gerektiren bir büyü. Aslında bununla ilgili çok iyi olan bir büyücü duydum. Bakalım ulaşabilir miyim?''
Sözlerine devam etmek için yeltendiğinde kapıdan içeri giren iki küçük öğrenci gördü. Konuşmaları duymuşlar mıydı acaba? Kendisine fırsat kalmadan Lilith'in müdahale etmesiyle yüzünde belli belirsiz bir tebessüm oluştu. İşte benim cadım! Birkaç küçük adımla öğrencilere yaklaştığında sessizce kapanan kapıyı fark edince gözlerinde büyük bir parıltı oluşmuştu Dimitri'nin.
''Korkmayın, biz iyi olanlarız.''
Olduğundan daha sempatik davranarak gülümsemişti. O sıra cadıya baktı ve göz kırptı. Niyeti elbette onları yanına çekip başlarının belaya girmesini sağlamaktı. Armalarına baktığında Ravenclaw olduklarını gördü. Bu binadakiler genellikle 'inek' olarak çok ders çalışmaları ile ünlüydüler. Bu yüzden Dimitri, bunu kullanması gerektiğini biliyordu.
''Aslında size yardım etmek istiyoruz. Duyduğumuza göre Ravenclaw arasında başarı yarışı varmış ve seni ve ya seni birinci, diğerinizi ise ikinci yapabiliriz.''
Bu sırada öğrencilerin omuzlarından tutmuş, ortalarında durup ikisini de kendisine çekmişti. Bu sırada sınıfın içerisinde birkaç adımla dolaşıyordu. Bu sırada ikisini de bir kazanın yanına ittirmişti. Daha sonra ise Lilith'in yanına gitmişti. Yüz yüze gelince göz kırptı.
''Şimdi, size başarının formülünü vereceğim...''
Bu sırada iksirlerin olduğu yöne gitti. Oradan gerekli olan malzemeleri aldı. Kazanın başına geldiğinde hızla asasıyla kazanı ısıtmaya başladı. Ardından da gerekli malzemeleri içine koyduğunda karıştırmaya devam etti. Aslında çok zor bir iksir değildi. Yapmaya başladığında yüksek sesle iksirle alakası olmayan şeyleri formül olarak sayıyordu. Su, limon kabuğu, zencefil...
''fakat bunlar aramızda çocuklar, başıma bela almak istemiyorum. İsterseniz size sürekli bunu yapabilirim.''
''Gerçekten mi? Aslında bunu yapmayı öğrenmek isteriz. Yani duyduğumuza göre iksirde gayet başarılıymışsın.''
Bu sırada ise hazır olan iksirleri bardağa koymakla meşguldü. O sırada öğrencilerin saç telinden bir iki tel koparmasını işaret etmişti Lilith'e. Bu sırada ne olduğunu anlamış olduğunu umuyordu. Cinsiyetlerinin değişeceğinin farkında bile olamaması, gerçekten gülünçtü. Hele ki kendilerini aynada gördüklerinde ki yüz ifadelerini düşündükçe gülmemek için kendini zor tutuyordu.
Lilith Helios
Seherbaz
Ϟ Rp Beğenileri : 31
26.01.18 23:14
'Başarının formülü mü ?' dedi içinden Lilith, çocuklara durup dururken neden böyle bir iyilik yapacaktı ki ? Büyücü ile yüz yüze geldiklerinde muzip bir şekilde göz kırptığını gördüğünde, Dimitri'nin aklında bir şeylerin olduğunu sezmişti. Gerçek bir başarı vadetmediğini anlaması zor olmamıştı. Diğer Slytherin'in aklından geçen tilkilerin neler olduğunu anlamak için sergilediği bu tiyatroyu merakla takip edecek ve ayak uyduracaktı. Küçük büyücü ve cadı sayesinde biraz eğleneceklerdi.
"Şu seni sınıfın en başarılısı yapan iksirden mi bahsediyorsun Dimitri ?" soruyu çocukları heveslendirmek için sınıfta yüksek sesle sordu "Ne kadar da alt sınıflarını düşünen bir abi değil mi çocuklar?" sesinde sahte bir şefkat vardı. Dimitri'nin İksir dersinde ki başarısı pek de yalan olmayan, Lilith'in bu büyücüye dair kıskandığı yeteneklerinden birisiydi. Epeyce kafa patlatsa da geçemiyordu onu bu konuda, sinir bozucu olsa da yine geçmişti iksir kazanının başına. Aklındaki her neyse çoktan her şeyi planlamıştı, büyük bir profesyonellikle gerekli malzemeleri asasını kullanarak kaynamaya bıraktığı kazanına koyuyordu. Sınıfa yayılan koku tanıdıktı, Lilith neler planladığını anlamak için kazana yaklaştı. Sırtını dayadığı duvarda, kollarını birbirine bağlamış vaziyette Dimitri'nin hazırladığı iksiri çözmeye çalışıyordu. Yüksek sesle saydığı malzemelerle, kazanla buluşanlar çok farklıydı. Yapmakta iyi olmasa da teorik bilgileri çabuk hatırlardı. Çok geçmeden hem iksiri hemde diğer yılanın aklında dolanan fikri anlamıştı. Eğlenmeyi cidden biliyordu, bozulmaz yeminler falan araya girmese, birde eli sopalı Lavinia vardı tabi, epeyce iyi anlaşabilirlerdi aslında.
İksir normalde bir ay boyunca hazırlanması gereken, epeyce meşakkatli bir iksirdi. Şimdi kazanda kaynayanı, bir ay sonra eksilenin yerine koyacaktı büyük ihtimalle. Çaktırmadan hazırda bekleyen iksiri, az önce bitirdiğini söylediği iksirmiş gibi bardaklara dolduracaktı. Bu sırada çocukların dikkatini dağıtmak için, Dmitri'nin işaretiyle çocuklara yaklaşıp "Saç tellerinizi de koyduktan sonra tamamlanacak ve..." cümleye devam etmeden önce, çocukların içecekleri iksire saçlarının da koyulacağını duyduktan sonra ekşiyen yüz ifadelerine aldırış etmeden, birer saç teli kopardı "Diğer Rawenclaw bücürlerine bin basacak beyinlere sahip olacaksınız." diyerek cümlesini bitirdi. Bardaklara koyduğu saç tellerinin ardından hazır olan iksiri, çocuklara ikram etmek kalmıştı geriye. Çok heveslilerdi, çok istedikleri oyuncağa kavuşmuş gibi bakıyorlardı bardaklara. "Tadı biraz kötü olabilir ama sonuçlarından memnun kalacaksınız." bardaklarını küçük elleri arasına aldıktan sonra içmeye başlayan çocukların tattan pek memnun olmadıkları belliydi. Lilith ve Dimitri'de başlarında bekliyorlardı sinsi sinsi. İçme işini bitirdiklerinde ağızlarında kalan iğrenç tat yüzünden kusmak üzere oldukları belliydi. "Hadi gidin." demeye kalmadan koşturarak sınıftan çıkmıştı küçükler " Sadece aynalardan uzak durun, yoksa iksir bir işe yaramaz!" diye bağırdı arkalarından, ne kadar geç fark ederlerse o kadar iyiydi durumu.
Sınıfta yine sadece ikisi kalmışken hafif bir kahkaha attı ve "Seninle düşüncelerimiz birbirine benziyor." dedi. Ufak bir sessizliğin ardından, aniden aklına gelen düşünceyi kelimelere döktü " Seninle ilgili bir şeyi, çok merak ediyorum.". Dimitri, başardıkları yaramazlıktan memnun şekilde etrafta gezdirdiği bakışlarını, gelen soruyu duyunca Lilith'e çevirmişti. "Sen de zihnindekileri dışarıya kapatmak yada saklamak istiyor musun ?" diye sordu. Aslında saklamak istedikleri olduğu belliydi, Lilith daha çok bu anıyı yada anıları merak etmişti. Öğrenmek istediği asıl konuya değineceği bir cevap bekliyordu.
En son Lilith Helios tarafından 20.02.18 15:57 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Dimitri V. Raskolnikov
Büyücü
Ϟ Rp Beğenileri : 35
20.02.18 0:51
Dimitri, halinden memnun bir şekilde kahkaha atmıştı sınıfta. Belki de ilk defa 'Lavinia'nın dışında birinin yanında bu kadar neşeli biri halini göstermişti. Yanındaki cadıya istemsizce güven duyuyordu genç adam. Belki de bunda ettikleri yeminin de etkisi vardı fakat onunla aralarındaki benzerlik, Dimitri'yi cadıya çekiyordu. Bazen kendisini acaba Lilith ve ben diye düşünmekten kendisini alamıyordu. Hayır, hayır! Aşk anlamında değil. Sadece 'dost' kavramını yakıştırmaya çalışıyordu. Koşulsuz, bir amaca bağlanmadan saf dostluğu tatmak... Dimitri, bunun için geç olduğunu biliyordu. Çünkü çoktan bir amaca bağlanmışlardı. Yine de saf dostluk sayabilir miydik acaba?
Düşüncelerinden sıyrılmasına yarayan ses elbette 'iksir' sınıfında baş başa olduğu cadıydı. Sanki zihninden geçen düşünceleri okumuş gibi dillendirmişti. Bunu cadının da fark etmesi içten içe Dimitri'yi memnun etmişti. Yine de bunu mimiklerine yansıtmamayı tercih etti. Ardından kendisi ile ilgili merak ettiği şeyin ne olduğu zihninde dolaşırken cadının dudakları arasında duyduğunda doğrudan cadının gözlerine sorgulayarak bakıyordu.
''Sana karşı dürüst olacağım Lilith. Bazen düşüncelerimi bir kilit altında tutmak istiyorum bazense… Bazense onları tüm herkesin duyabilmesini, beni anlamalarını istiyorum. Ama biliyorum ki, insanlar birbirleri anlayamayacak kadar benciller.’’
Dimitri, bu sözleri söylerken sırtını yasladığı duvara iyice gömülmüştü. Ellerini ise pantolonun cebine sıkıştırmış, gözlerini Lilith’ten çekmişti cümlenin sonuna doğru. Belki de düşüncelerini doğrudan paylaşabildiği nadir kişiler arasına girmeye aday görünüyordu Lilith. Bu yüzden belki de bu kadar rahat durabiliyordu yanında. İnmiş olan soğuk maskesi dakikalar içerisinde alaycılıkla birleşip geri geldiğinde yüzündeki tebessümle konuştu.
''Çoğu zaman zihnimdekileri kendim bile hissedemiyorum. Peki ya sen Lilith, neden düşüncelerini saklamak istedin mi? Yani, bu kadar seninle benzer durumlar içerisindeyken bununla da ortak yönümüz var mı merak ettim.’’
Cümlesini sakin bir tonda bitirdiğinde meraklı gözlerle cadıya bakıyordu. Belki de onunla aynı fikirde olacağını bilmek ya da yalnız olmadığını bilmek istiyordu sadece. Yaşadığı bu ikilemli durumlar içerisinde tartışma ortamı yaratırken zihninde olduğu yerde kıpırdandı ve cadıyla en yakın mesafesine geldi. Sanki küçük bir sır vermek istercesine duruyordu karşısında. Fısıltıyla söylediği cümleyi kendi bile zor duyarken cadının duyup duymadığından emin olamadı.
''Bazen zihinbendar olduğumu düşünüyorum, Lilith. Ya sen?’’
Bu sırada aklına az önceki planlarının işlemiş olmasının gururun taşıyordu Dimitri. Belki de Lilith’i bu yüzden sevmişti. Yani ona planını açıklamamış olmasına rağmen ne yaptığını anlayacak kadar zekiydi ve hatta eşlik edecek kadar da mükemmel… Aldıkları iksir sayesinde birbirlerinin cinsine bürüneceklerdi ve böylece , aslında yaptıkları şeyler absürt olacaktı. Örneğin, az önceki kız öğrenci, kızlar yatakhanesine girmeye çalışacak ve erkek öğrenciye dönüştüğünden dolayı yatakhaneye giremeyecekti. Aynı zamanda diğer öğrenci, erkekler tuvaletine girmeye çalıştığında şaşkın bakışlara maruz kalacaktı. Lilith’in aynalardan uzak durun uyarısına uydukları taktirde ise durumu iksirin etkisi geçene kadar fark etmeyeceklerdi. Bu durum, iyice neşesini getirdiği her halinden belli olan Dimitri, memnun bir şekilde cadıya bakmaya devam ediyordu.
Lilith Helios
Seherbaz
Ϟ Rp Beğenileri : 31
20.02.18 17:01
Dimitri'den gelen dürüst cevaba şaşırmamıştı Lilith, aksine beklediği şeyi duymak memnun etmişti. Sanki kendisi gibi deneyimleri olan, benzer duyguları hisseden birisinin arayışı içindeydi ve karşısındaki genç büyücü tam da bu tanıma uyuyordu. "Kimse zor olanı yapıp kendisini bizim yerimize koymayı istemiyor. Olaylara, her şeyi tek başına yaşayan kişinin penceresinden bakmayı vakit kaybı olarak görüyorlar belki de. Dediğin gibi bencillik bu." diyerek destekledi büyücünün söylediklerini. Dimitri'nin, şimdi duvara yasladığı sırtına yüklenmiş görünmez yükün farkına varan ilk kişi olabilirdi. Büyücü bu yükü taşıdığını belli etmemek için taktığı maskesini indirmişti. Tabi birkaç dakikalık bir şeydi bu. Yüzüne takındığı gülümseme, o maskenin yeniden devreye girdiğinin göstergesiydi. Cadının kendisine sorduğu soru, bu seferde Dimitri'den gelmişti. "Madem dürüst oluyoruz..." konuşmaya başladığı sırada, yavaş adımlarla büyücünün sırtını yasladığı duvarın önüne dikildi. Cadı cümlesine devam etmeden önce, duvarın kalan kısmına da, yüzü diğerine dönük şekilde, omzunu yaslayacaktı. "Zihnimdekileri, kendim hariç, kimseye gösteremem...sanırım... Yani yalnız değilsin." yinede tereddüte düşmeden edemiyordu, ne kadar güvenebilirdi ki ona ? Ama kat ettikleri yol artık fazlaydı, uçurumdan aşağı tek başına gitmeyecekti en azından. Çok geçmeden Dimitri'den gelen, 'zihinbendar' olabileceği bilgisi ile ortak sorunlarına ortak bir çözüm bulduklarını da öğrenecekti. Lilith, içten içe şu dünyada yalnız olmadığı düşüncesi ile sevinmeden edemedi. Belki de geleceğinde bu büyücü ile birlikte atılabilecekleri maceralar bile olabilirdi. Güvenebileceği birisinin olması, biraz daha güç vermişti cadıya. "Seninle o kadar çok ortak yönümüz var ki Dimitri, diğerlerinin bizim yaşadıklarımıza nasıl baktığının pek bir önemi kalmıyor. Zihinbendarlık o kadar zor bir büyü ki..." koskoca senesini sadece bu büyüye ayırdığını hatırlamıştı, " İkimiz birbirimizin neler yapabileceğini ve ne kadar güçlü olduğumuzun farkındayız bence." diyerek cevapladı Dimitri'nin sorusunu. Böyle bir büyüyü yapabilmek güç ve kararlılık isterdi.
Bu sırada kopan bir gürültü, ikilinin sohbetini bölecekti. Gülüşmeler ve ne söylendiği anlaşılamayan bağırışlar sınıfın önündeki koridoru doldurmuştu. İkisinin de bakışları, ardına kadar açılıp duvara çarpan kapıdan giren iki yeni öğrenciye kayacaktı. Lilith, ağlayarak içeri giren tanıdık yüzleri görünce yüzüne yayılan çarpık gülümsemeye engel olamamıştı, bakışları Dmitri'nin kahkahaya boğulmak üzere olan yüz ifadesine ilişti. Az önce çok özlü iksiri, başarı arttıran iksir diye yutturdukları birinci sınıflardı sınıfa ağlayarak girenler. İksir etkisini gösterdikten sonra karşılaştıkları manzaradan korkmuşlardı ve soluğu burada almışlardı belli ki. Gelirken de koridorda karşılaştıkları diğer öğrencilerin alay konusu olmaları, yaşadıkları hüsranı arttırmış gibiydi. İki bücür sınıfa girmişken, kapıda bekleyen kalabalık ise hala gülmekle meşguldü. Lilith ve Dimitri ikilisinden çekindikleri için, kapının eşiğinden içeri adımlarını atamıyorlardı. "Bize.. ne... oldu... böyle ? " diyen küçüklerden şuan erkek bedenindeki kız çocuğuydu, kelimelerinin arasında ağlamaktan ve hıçkırmaktan boşluklar kalıyordu. Etek giymiş bir erkek Rawenclaw görmek her zaman olacak bir şey değildi, komik manzaraya kendini tutamayıp gülmeye başlayan Dimitri'nin açıklama yapmaya pek niyeti yok gibiydi. "Sanırım iksirde bir hata yaptık ve yan etkisi oldu." dedi ama gözleri kapıdaydı Lilith'in. Bu karmaşayı duyan bir profesörün sınıfı basıp, çocukları bu hale sokan iki Slytherin'e de ceza verecek olması an meseli görünüyordu. "Dimitri!" dedi çocuklarla alay eden büyücüye bakarak "Buradan gidelim bir an önce, yoksa bir profesör gelecek kalabalığı duyup da." onu onaylayan büyücü ile birlikte kapıya yöneldiler. Lilith ellerini yüzlerine kapatıp ağlamaya devam eden çocuklara son kez bakış atıp "Merak etmeyin, düzeleceksiniz!" diye bağırdı. Yine de içi el vermemişti işte. "Çekilin." dedi kalabalığa önce ve aralarından geçtiler. Dimitri ile ayrı yönlere doğru ayrılmadan önce büyücüye, "Başka zaman sohbete devam ederiz, şimdi acil durum." dedi ve bir sonraki dersin kitaplarını almak üzere kızlar yatakhanesine doğru yola koyuldu. Çocukların yaşadığı bu talihsiz anının, hayatlarında bir travma yaratacağından emindi ama pek umurunda değildi. Bugün Lilith, kendi hayatındaki problemlerin bir benzerine maruz kalan ve bu doğrultuda aynı çözüm yollarına sahip bir ortak bulmuştu.