Bellatores
Döneminin Baş Seherbazı, Ezekiel Harris tarafından kurulan örgütün anlamı Adaletin Savaşçılarıdır. Resmi olarak 1970 yılında kurulan ve kendisine bu ismi veren grup, aslında 1960 yılından beri gizliden gizliye varlığını sürdürmektedir.
Bu topluluk, tek bir amaç için kurulmuştur; adalet. Sihir bakanı Austin Hudson’ın adaletsizce sürdürdüğü 35 yıllık hükümdarlığa ve insanların inatla yok saydığı diktatörlüğe dur demek için, özgürlükçü ve yenilikçi bireylerin bir araya toplanmasıyla oluşmuştur. # Devamı İçin TIKLAYINIZ!
Scuta
Ingemar Byström tarafından ‘Düzenin Kalkanı’ adı altında kurulmuşlardır. 1970 yılında, Bellatores gibi güçlü bir örgütün ortaya çıkışı ile, birnevi mecburiyet sebebiyle savunma gücü olarak ortaya çıkmıştır.
İlk kuruluş amaçları düzeni (Bu vesileyle aslıda Sihir Bakanı ve bakanın inançlarını) korumak olsa dahi, çoğu üyenin katılım amacı doğrultusunda daha nebze Bellatores’u ortadan kaldırmak şeklinde amaç kayması oluşmuştur. Buna rağmen liderleri Byström, bu amacı reddederek tüm isteklerinin halk tarafından demokratik yollarla beş kere seçilmiş olan bakanı ve bununla beraber düzeni korumak olduğunu birçok kez belirtmiş, belirtmeye devam etmektedir. # Devamı İçin TIKLAYINIZ!
KARAKTER DEĞİŞİM ARACI
♣ Karakter Değiştir ♣
K.Adı:
Şifre:

HOGWARTS: AÇIK!
TARİH: ŞUBAT 1976

Paylaş
 

 İksir Dersi | Veritaserum

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
Violeta Lechkov
Bellatores Lustitiae
Ϟ Rp Beğenileri : 84

Violeta Lechkov
Bellatores Lustitiae
İksir Dersi | Veritaserum F21d9f07dd35a2a064f09f83f230061d

iksir dersi, veritaserum


mart, 1972-1973 eğitim öğretim yılı


Martın gelişiyle kışın karanlık yüzü yavaş yavaş aralanmaya yerini güneşin tatlı sıcaklığı yeryüzünde tekrar hissedilmeye başlanmıştı. Elbette bu uzun öğleden sonralarını avluda geçirebilmeye yetecek kadar değildi fakat yine de güneşin en tepede olduğu zamanlarda dışarıda yapılacak kısa yürüyüşlere müsaade ediyordu. Ancak ne vardı ki Violeta hızla geçip giden günlerin bir adım dışında sadece izleyebiliyor gibi hissediyordu kendini. Uçup giden zamana bir türlü yetişemiyordu sanki. Zihnini bir saniye bile boş bırakmayan düşünceler yüzünden yaşadığı her anın parmak uçlarından kayıp gittiğini düşünüyordu. Hogwarts’a geldiği günden bu yana geriye doğru ilk defa adım atıyordu. Geçirdiği dönemler arasında en çok içine kapandığı dönem de buydu. Düşünecek çok fazla şey vardı ve bu düşünceleri susturmadan gerçek dünyada bir takım işler yürütmek işkenceden farksızdı. Tüm enerjisini tek bir işe vermezse diğer her şeyin yarım yamalak olacağına inancı tamdı ve bu inanç bile onu zihinsel olarak yormaya yetiyordu. Zindanlara inen merdivenleri ağır ağır alırken hemen önünde hızlı hızlı yürüyen bir grup Gryffindorluya dudaklarına konan ufak tebessümle baktı. Çocuklar onu görünce telaşlanmış, profesörden önce iksir sınıfına varabilmek için adımlarını hızlandırmışlardı. Onlar mesafeyi açarken Violeta adımlarını biraz daha yavaşlattı. Rahatsızca irkilmesine sebebiyet veren koku çevresini iyiden iyiye sarmaya başlayıncaysa yüzünü buruşturmamak için kendini zor tuttu. Sınıfın kapısına geldiğinde bileğindeki ince gümüşten kayışı olan taşlı saate baktı. Her zamanki gibi geç gelenlere beş dakika müsaade etmişti. Ardına kadar açık kapının da yardımıyla bekleşen öğrencilerin uğultularını rahat bir şekilde duyabiliyordu. Adımlarını hızlandırıp sınıfa girdiğinde uğultular yavaşça kaybolmaya başladı. Kapı kendisini takip ediyormuşçasına kapanıp kilitlenirken Violeta kürsüsünün yanına çoktan varmıştı bile. “Hoş geldiniz!” Haftanın ilk günü ders yapmaktan memnun olan profesörün tek üzüldüğü nokta öğlenin güzel havasını zindanlarda harcıyor olmaktı.

“Evet, gençler, umarım herkes yolladığım postayı almıştır.” Dayandığı masadan da güç alarak kollarını göğsünün altında kavuşturdu. Dört gün evvel herkese birer sayfa parşömen göndererek dersin içeriğini paylaşmış ve okuyup gelmeleri gereken kitap sayfalarını da not olarak iliştirmişti. “Bildiğiniz üzere bugün hakikat iksirinden, namı diğer veritaserumdan bahsedeceğiz. Herkesin okuması gerektiği yerleri okuduğunu varsayıyorum ve hızlı bir giriş yapalım diyorum, ne dersiniz?” Bu retorik sorunun ardından oldukça kısa bir es verdi ve sözlerine devam etti. “Bugün veritaserum nedir, ne işe yarar ve nasıl yapılır sorularının cevaplarını inceleyeceğiz. Öncelikle, veritaserum kelimesini inceleyelim. Latince veritas ‘gerçek’ demektir. Serum ise ‘sıvı’ anlamına gelir. Yani bir nevi gerçeklik sıvısı anlamına gelen bu iksir yapıldığı amacı gayet iyi göstermektedir. Veritaserum içmiş ya da içirilmiş biri bildiği en karanlık sırları bile döker dendiğini hepiniz biliyorsunuz. Yani, bu iksiri içen kişi doğruyu söyler, değil mi?” Kısa bir es de sınıftan onay almak için veren profesör beklediği kafa sallamaları ve ‘hı-hı’ seslerini duyunca devam etti. “Peki, o halde neden mahkemelerde veritaserum kullanmak yaygın değildir? Hatta kullanılmaz? Neden?” Gözlerini sınıfın içinde gezdirdi. “Fikirlerinizi duymak isterim.”

Not:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwarts-rpg.com/t1534-violeta-lechkov
Hettie Laity
Hufflepuff
Ϟ Rp Beğenileri : 3

Hettie Laity
Hufflepuff
"Annem hafta sonu kahvaltılarında yapardı. Dijon hardalını görünce aklıma geldi." dedi Melody Weeks garip isimli hardala uzanırken. Hettie kulak misafiri olduğu bu sohbetin içinde olmayı elbette isterdi fakat Melody bunları beşinci sınıflardan Elsie Reynolds ile paylaşmayı tercih etmişti. "Ekmeği alıyorsun, üzerine hardalı sürüyorsun. Bir dilim peynir, üzerine bir dilim jambon sonra yine peynir koyup ekmeğini kapatıyorsun. Şuradaki emmental peynirini uzatsana." Hettie kızların kendisinden istemek yerine ayağa kalkıp yanı başındaki peynir tabağına uzanışlarını sessizce izledi. Tabağında üç parça kaşar peyniri, iki adet jambon, biraz zeytin ezmesi ve iki dilim kızarmış ekmek var. Ekmeklerden birini eline aldı ve üzerine zeytin ezmesi sürdü. Aslında Melody'nin anlatmakta olduğu tarifi epey merak etmişti ama hardala uzanıp da sohbetlerine kulak kabarttığını belli etmek istemiyordu. Ekmeğin üzerine bir dilim kaşar, bir dilim jambon sonra bir dilim kaşar ve bir dilim jambon daha koydu. Boş tabağa bakarak sandviçini yemeğe koyuldu. "Aslında yumurta, muskat, süt ve tuzu iyice çırpıp fırına atmak gerekiyor ama ben şimdilik şuradaki omletlerden birini koyacağım. En üste de biraz gravyer peyniri ekleyeceğim Omlet sıcak olduğu için üzerinde eriyip sandviçe karışır. Fransızlar buna croque monsieur diyorlar." Elsie, Melody ile eş zamanlı olarak yaptığı sandviçinden bir ısırık aldı. "Harikaymış. Ben zaten pek muskat sevmem." Hettie çayından bir yudum aldı.

Dersin başlamasına sekiz dakika kala dersliğe varmıştı. Üzerinde üniforması vardı ama bu üniformayı okuldan almamıştı. Tamamen başka marka olan fakat orjinal üniforma ile alabildiğine benzerlik taşıyan v yakalı gri bir kazak ve aynı ekolden tek pileli gri bir etek. Önceki yıllardan bildiği üzere Profesör Lechkov dersi kürsüsünden anlatan bir hoca değildi. Sınıfa gelir, eşyalarını yerleştirir sonra ders boyu sınıfı turlar, kürsüsünde duran pasif bir profesör imajı çizmemek için o bölgeye mümkün mertebe uzak kalırdı. Bu yüzden Hettie doğruca kürsünün hemen önündeki sıraya yerleşti. Profesör Lechkov'un geç kalan öğrencileri beklediği sürede biraz gerildi çünkü kadın Hettie ile göz göze gelip üstün körü hal hatır sormuştu. Heybetli pencerelerden tatlı bir güneş ışığı süzülüyor, kadının güzel saçlarını yalayıp Hettie'ninkileri es geçiyordu. Çok geçmeden Profesör Lechkov derse başladı. Okumaları gereken yazı bütününden bahsederken Hettie kendi kendine kafa salladı. Bu küçük tepki makaleyi okuduğu anlamına geliyordu. Profesörün yönelttiği sorunun cevabı hakkında ufak tefek bir fikri olsa da ilk olarak birkaç öğrencinin konuşmasını bekledi. İki öğrenci fikrini söyledikten sonra Hettie söz hakkı almak için hafifçe elini kaldırdı. "Sanırım bazı büyücüler veritaseruma karşı tepkisiz kalabiliyorlar. Bu yüzden veritaserum yargı için uygun bir iksir olarak görülmüyor. Tabi bu sadece benim fikrim. Yani benim aklımda öyle kalmış. Doğru olmayabilir."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwarts-rpg.com/t5008-hettie-laity-karakter-kart#850
Håkan Lorens
Lütfen Rütbe Başvurusu Yapınız!
Ϟ Rp Beğenileri : 0

Håkan Lorens
Mart ayı planladığı gibi geçmiyordu. Hatta koca ikinci dönemin planladığı gibi geçmediğini söylemek daha doğru olurdu. Notlarını yükseltmek için son şansı olan bu dönem için ara tatilde kendini bir kenara çekip güzelce konuşmuştu. Genellikle her gece yatmadan önce de tekrar ettiği bu özü bir konuşmayı ezberlediğini sansa da kale sınırları içerisine girdiği andan itibaren unutmuş gibi davranıyordu. Kartalların arasında belki de notları en kötü olanıydı. Bu yüzden de kendine tuhaf bakıldığının farkındaydı fakat seçmen şapkanın onu ‘çalışkan’ olduğu için mavili binaya koyduğunu hiç zannetmiyordu. Zaten gerçekten çalışkan olsaydı Hufflepuff cübbesi giyiyor olurdu. Yaşlı şapka onu pratik zekâsı ve yaratıcı yönü yüzünden Ravenclaw’a itelemişti. O da bundan şikâyetçi sayılmazdı fakat mavi gümüş kravatı ondan olan beklentiyi yükseltiyordu. İşte buna pek razı olduğu söylenemezdi. Haftanın ilk gününü öğlene kadar uyuyup yarı kapalı gözleriyle kahvaltı yaptıktan sonra zindana inen merdivenlerde de uyuklamaya devam ederken kafasının içinden geçen bu düşünceler tarafından huzursuz edilmek en büyük hobisiydi.
 
Profesör Lechkov’un arkasından ilerlediğini fark edince onu geçmek için adımlarını hızlandıran oğlan kadının kapıya varmasına az bir mesafe kalmışken nazik sayılabilecek bir hareketle onu solladı ve kendini profesörün hemen önünden sınıfa attı. Tek tük boş yerler olsa da genel itibariyle sınıf doluydu. Kabarık saçlarıyla otobüse binse iki kişilik para ödemesi gerekecek olan porsuğun yanına oturdu. “N’aber?” mırıldanarak attığı laf profesörün lafa girişmesiyle yok oldu gitti. Evet, postayı almıştı. Ve veritaserum hakkında kütüphanedeki kaynaklardan ufak bir araştırma da yapmıştı. Ne de olsa işsizdi. Profesörün hali hazırda bilinen genel bilgileri verişini yüzündeki bıkkın ifadeyle dinledikten sonra kadının sorusuna gelen alakasız yorumları dinlerken sağ gözü seğirdi. Yanındaki cadının da söz almasının ardından dayanamadı. “Saçmalama, kimse veritaseruma tepkisiz kalmaz.” Fazlaca dramatik çıkan sesi profesörün dikkatini çektiğinde oturduğu yerde doğruldu, üzerine çeki düzen verdi. “Veritaserum mahkemelerde kullanılmaz. Çünkü muggleların yalan ölçmeye yarayan aleti de pek kullanılmaz, adı neydi unuttum. Çünkü bu kişinin “doğru”dan ne anladığına bağlıdır. Herkesin doğru anlayışı, doğruyu adlandırış şekli ve hangi doğruya nasıl inandıkları farklıdır. Ki, algılar da oldukça yanıltıcıdır. Hatıralar kişinin kendisi tarafından bile manipüle edilebilir, yanlış anımsanabilir. Veritaserum sadece kişinin doğru bildiği şeyi söylemesini sağlar. Bu da güvenilir bir kaynak değildir aslında.” Sözü bittiğinde sınıfın geneline bakış attı, kafası karışmış çocukları görünce iç çekti. “Umarım açıklayabilmişimdir. Ya da umarım en azından demek istediğimi siz anlayabilmişsinizdir, profesör.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hettie Laity
Hufflepuff
Ϟ Rp Beğenileri : 3

Hettie Laity
Hufflepuff
Håkan'ın neden kendisini sevdiğine anlam veremiyordu çünkü Hettie, Håkan'ı pek sevmiyordu sanırım. Yani bundan henüz kendisi de emin değildi. Başlarda iyi bir dostun ötesinde hormonel bir çekim hissetmişti fakat sonradan genç Ravenclaw'lının aşırı burnu havada hareketleri ona aynı ligde olmadıkları hissini verdi. "Yalan makinesi." diye düzeltti Håkan'ı, tereddütlü bir ses tonuyla. Aslında konusu geçen muggle aletinin adı bu kadar basitti ama herhalde Håkan kafası çok dolu olduğu için bu küçük detayı kaçırmıştı. Bunun yerine çok daha basit olan Håkan'ın aptal olabileceği düşüncesi Hettie'nin aklına gelmemişti. İsabetli sallayan herkesi kendinden zeki görme eğilimindeydi ne de olsa. Mahçup bir biçimde Profesör Lechkov'a baktı. Acaba profesör tüm bunları anlatmıştı da Hettie mi hatırlamıyordu? Bu fikir genç cadının canını sıktı. Bina sorumlularına dersi ile ilgili değilmiş gibi görünmenin dönemin başında yapılacak en akıllıca hamle olduğunu düşünmüyordu çünkü. Panik içerisinde profesörün konuşmasını bekledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwarts-rpg.com/t5008-hettie-laity-karakter-kart#850
Thiemo Rocca
Hufflepuff
Ϟ Rp Beğenileri : 1

Thiemo Rocca
Hufflepuff

Genellikle gelmeye bayıldığı iki dersten bir tanesine doğru adımlarken kafasında farklı şüpheleri barındırdığını, dudaklarını kemiren dişleri ve endişeli bakışları söyleyebilirdi size çocuğun. Kendisinden uzun süredir emin olmadığı gibi, verilen arada da dikkatsizliğinden bir çok kere zulalarını patlattırtmıştı. Artık kendisine yeni yerler bulma zamanının geldiğini düşünürken bir yandan da gözü, Hufflepuff'ın renklerinde gülüşü daha güzel gözüken kızı arıyordu. Varlığından birhaber olduğu karanlık tarafı, uzun süre ot içmese de gitmediği için ondan korkuyor, ve bu varlığın tamamen ottan kaynaklandığını söyleyebilmek için normalde içtiği sayıların üstüne çıkıyordu. Diğer öğrencilerin sigarayı içme sıklıklarıyla onun otu içme sıklıkları neredeyse aynı olmuştu. Daha şaşkın, daha ikilemli ve daha sakar... Etrafında son zamanlarda kimseyi taşımamasının, yalnızlaşmasının sebebi de buydu. Yalnızken yere kırk beş derecelik açıyla bakarak yürüyen çocuğun gözüne profesörün adeta geri geri giden ayakları takılmıştı. Hafifçe başını kaldırıp profesörü biraz arkasından kestikten sonra başını tekrar yere gömüp yanından hızlıca geçti. Belli ki çocukta oluşan hislerden kadın da muzdaripti. Bazen onunla konuşması gerektiğini düşünse de kendisini bundan sürekli alıkoyuyor, ya da erteliyordu. Bazen de unutuyordu...

Dersliğe girdikten sonra zindanın karanlık köşesine kendisini bırakıp kapşonlusunu çıkarttıktan sonra şapkasının içinde saçlarının kaybolduğundan emin olmak için kontrol etti. Bütün saçlarının içeride olduğundan emin olduktan sonra oturduğu tabureyi duvara doğru çekip kendisini iyice duvara yaslayarak yayıldı. Herkes görüşlerini sunduktan sonra el kaldırarak doğruldu taburesinde. "Yapılması çok zor iksirlerden birisidir. En ufak bir hatada bile işlevini kaybedebilir. Mükemmel bir sihir ustası dahi olsanız bir kaç saniye ile uğraşınızı berbat edebilirsiniz. Yaptığınızı zannedersiniz ancak etkisini göstermez. Diyelim ki iksiri tamamlamayı başardınız ve hatasızsınız, tamamen savunmasız olmayan veya ölümden korkmayan bir büyücüde bunu kullanmanız, veritaserumun etkisini göstermemesine yol açabilir. Ayrıca veritaserum diğer sihirli şeyler gibi, yenilmez, karşı konulmaz değildir... Antidotu vardır ve büyücülerin veyahut cadıların bu antidotu kullanıp kullanmadığı bilinemez." sözü bittikten sonra tekrardan soğuk duvara sırtını teslim etmiş ve gözlerini profesörün dudaklarına kilitlemişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeremy T. Doukas
Sihirli Yaratık
Ϟ Rp Beğenileri : 5

Jeremy T. Doukas
Sihirli Yaratık
Önünde ki omletinden bir çatal alıp ağzına attı genç büyücü. Hayatta herhalde en sevdiği şey yemek yemekti, yemek yediğinde bir insan nasıl mutlu olabiliyordu. Bardağında ki içeceğini içerken yanında ki arkadaşları onu uyarmış yemeklerin bir yere kaçmadığını söylemişlerdi, evet yemekler bir yere kaçmıyordu ama kaçan şey zamandı. İyi bir öğle yemeği yeyip derse öyle gitmek istiyordu büyücü. Önünde ki beyaz peynirden bir çatal aldığında üzerine koymak içinde çilek reçelinden biraz aldı ve ekmeğinin üzerine koydu her ikisini de. Ağzına tıkıştırmaya çalışırken gelen arkadaşının merhabasına karşılık sadece homurtulu bir ses çıkarmıştı. Aslında bu ağzı doluyken merhaba demenin bir şekliydi. Cadı ona gülerek bakmış daha sonra o da öğle yemeği yemeye  koyulmuştu. Arkadaşı olan cadının bu kadar geç geldiğine göre daha zaman vardı, iyi bir öğle yemeği yemek için erkenden inmişti lakin sabah kahvaltısını adam akıllı yapamamış uykusundan feragat etmediği için. Uyumayı da sevdiği aşikardı ve bu ikili bir araya geldi mi büyücü de zaman kavramı şaşıyordu.

Bal kabağı suyundan içerken karşı ki yeşil cübbelilerin olduğu masada başka birisini aradı büyücü. Aslında onu görmeden derse gitmek istemiyordu bunu neden yapmak istemiyordu kendisi de bilmiyordu ama en son konuştukları zaman bundan üç ay öncesi Noel zamanıydı. Cadının yanına bahaneleri sıralayıp gitmiş beraber yeni yıla girdikten ve hediyelerini açtıktan sonra gitmişti. Ne diyecekti ki cadıya diğer kızlar gibi değildi o diğer kızlar ile konuşması yetiyordu hatta konuşurken bile bu kadar eli ayağı bir birine dolanmıyordu. Slytherinli bir cadı olduğu için değildi Slytherin li sevgilileri olmuştu aslında ama cadı onun için başkaydı. Bunları düşünürken görmek istediği cadı kısa süre sonra radarına girmişti. Yine tek başına öğle yemeğini yiyordu masasında. Neden tek başınaydı ki her zaman neden arkadaşı yoktu. Büyücü onu süzerken cadının bakışları kendi masasına doğru kaydığında bakışlarını önünde ki yemeğine çevirdi genç aslan. Onla göz göze gelmek istemiyordu genç büyücü.

Koridordan dersliğe doğru yürüyordu yanında ki cadı ile beraber. Noel zamanı olan olayı unutmamıştı genç büyücü ama cadıya da soramamıştı neler olduğuna dair. Arkadaşının anlatmasını bekliyordu ki o da pek anlatacak gibi değildi. Bir iki kitap sohbetinden ve büyücünün başkanlık adayından bahsediyorlardı zindanlara inerken. Hala açıklanmamıştı sonuçlar ve büyücü neden geçen dönem aday olmadığına bile anlam veremezken bu dönem aday olmuştu, yanında ki cadıya onun da aday olmasını söylemişti ama cadı istememişti. Merdivenlerden inerken zindanlardan gelen rutubet kokusu bir kez daha yüzünü buruşturmasına yetti. Sınıfa girdiklerinde boş olan masaya geçti büyücü ile cadı. Jeremy çantasından defterini ve kalemini çıkarırken profesörde gelmişti.  Kısa süre içersin de kadın konuşmaya başlamış ilk önce gönderdiği nottan bahsetmişti. Büyücü daha demin açtığı iksirin sayfasını okumuş ve kendince notlar çıkarmıştı. Profesör konuşmaya devam ederken notlarına bir yenilerini daha ekliyordu. Jeremy'nin en sevdiği derslerden birisiydi ama teorik değilde uygulamalı türünü seviyordu aslında her ders için uygulamalıyı seviyordu.  Profesörün sorusuna karşılık kalkan parmakları gördü genç büyücü, kendisi şimdilik pasif kalmayı seçti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://www.hogwarts-rpg.com/t4694-jeremy-karakter-kart#74526
Rosélina Lim
K.S.K.S
Ϟ Rp Beğenileri : 15

Rosélina Lim
K.S.K.S
Cadı kolundaki saate baktığında çoktan öğle yemeği saatinin gelmiş olduğunu gördü. Büyük ihtimalle Jeremy çoktan gidip yemeklere gömülmüştür diye düşünürken okuduğu kitabı ve ödünç alacağı diğer dün kitapları toplayıp kütüphanenin çıkışına yöneldi. Önce odasına gidip kitaplarını bırakan cadının büyük salona gitmesi oldukça uzun bir zaman almıştı. Salona girip masayı gözleriyle tararken arkadaşı takıldı gözüne. Yanı boş olan büyücü yemeğe öyle bir gömülmüştü ki etraftakilerin yavaş olmasını söylediğinden emindi Rosélina. Genç büyücünün haline gülen cadı yanına yaklaştığında selam vermişti ama dolu bir ağzın homurtusunu almıştı karşılık olarak.

"Bence başkan olacaksın, zaten tam senlik bir iş." demişti arkadaşına destek olmak için. Jeremy başkanlığa aday olmuş hatta Rosélina'ya da birbirlerine karşı yarışmayı teklif etmişti. Ama başkanlık pek de cadıya uygun bir şey değildi. Böylesine içine kapanık birisinin yapabileceği bir görev değildi. Ayrıca belki de okuldaki son dönemiydi, aday olması mantıklı olmazdı. Hem Jeremy ile yarışmak da imkansızdı. Tüm bunları düşünürken gülümsedi. O sırada aldığı derin nefes ile ciğerlerine dolan rutubetli hava rahatsız olmasına neden oldu.

Sınıfa girdiklerinde hava biraz daha düzelmişti ama hafif rutubet kokusu hala devam ediyordu. Jeremy'i takip edip boş masalardan birine oturdu cadı. Çantasından defterini ve küçük not defterini çıkarıp büyükanne Jess'in hediyesi olan kalemi de yanına koydu. Jeremy etrafı süzerken Rosélina da not defterine bir şeyler karalamakla meşguldü. Yapacak bir şeyi olmadığı için bir şeyler çiziyordu. O sırada profesör gelmiş ve önceden gönderdiği parşömenden bahsetmişti. Ardına eklediği soruya bir çok öğrenci cevap vermeye başlayınca cadı başta konuşmayı düşünse de bu seferlik vazgeçmeye karar vermişti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://www.hogwarts-rpg.com/t4230-roselina-lim#63113
Riley J. Lee
Gezgin
Ϟ Rp Beğenileri : 9

Riley J. Lee
Gezgin
Riley kıyıda köşede kalmış hiç kimsenin uğramadığı bir pencereye tırmanıp başını cama dayadı. Zindanlara giden bu koridorun, bu ıssız köşesinde tek başına kalabiliyor, insanlardan uzaklaşabiliyordu. Gözlerini kapatıp hiçbir şey düşünmemeye çalıştı. Ailesinden gelen mektupları unutmaya, hayatında güzel şeylerinde olacağına, ileride mutlu olmak için birçok sebebi olacağına inanmaya çalıştı. Şimdi ona mutlu olmak için sebeplerin ne deseler, sayacakları bir elin parmağını geçmez, hatta tamamlamazdı bile. Saatine baktı. Yemek saatinin başlamasına biraz daha vardı. Gözlerini tekrar kapatıp öylece durdu. Daha önce birkaç kez duyduğu bir ses olan ama sadece sima olarak tanıdığı bir Slytherinli çocuk ona bir şeyler söylüyordu. Cadının zihnini toparlayıp "Ne diyorsun?" demesi uzun sürmemişti. Büyücü o kadar konuşup da aldığı bu yanıt karşısında şaşırmış gibi görünüyordu. Ikına sıkıla gördüm, yalnızdın, başkan, güzel gibi söylediği bazı kelimeleri yakalayabildi cadı. Ses tonu gittikçe azalan genç adam Riley'nin boş bakışları karşısında "Yemeğe gitmiyor musun?" diye biraz çekinerek başka bir soru sormuştu. "Henüz değil." diye yanıt veren cadı başını tekrar önünde duran duvara ardından tam cama çevirecekti ki büyücünü "Peki salonda görüşürüz." dedikten sonra gittiğini duydu.

Kolundaki saate bir kez daha bakan cadı, derse yetişmek istiyorsa artık gidip yemek yemesi gerektiğini düşündü. Oturduğu yerden yere atlayarak kalkan cadı cübbesini silkeleyip eteğini düzeltti. Büyük salona geldiğinde Slytherin masasına yönelen cadı bu yıl boyunca hep oturduğu yere masanın en ucundaki sandalyeye oturdu. Tabağındaki omletten bir parça alıp ağzına attığı sırada bakışlarını Gryffindor masasına kaldırdı farkında olmadan. Kırmızı cübbeli büyücü ile göz göze geldiği anda büyücü bakışlarını tabağa indirmişti. Bu sıralar, özellikle Noel'den sonra geçen şu üç ay da bu durum bir çok kez yaşanmıştı. Riley farkında olmadan onu bir şekilde buluyor ve kısa kaçamak bir bakış atıyordu. Bunu neden yaptığını o da bilmiyordu. Aslında biliyor ama kabul etmiyordu. Normalde insanlardan olabildiğince uzak duran cadı Jeremy'den hem kaçmak istiyor hem de bir şekilde onu görmek istiyordu. Düşüncelerini geri ittirerek yemeğine odaklandı. İki kırmızı cübbeli salondan ayrıldıktan sonra biraz daha rahatlayan cadı farkında olmadan dişlerini sıktığını ağrıyan çenesi sayesinde fark etmişti.

Aşina olduğu zindanlara giden koridora girdiğinde bu sefer kafa yorduğu şey, dönemin şimdiden ortasına gelmişken, hayatında hangi yönde ilerlemesi gerektiğiydi. Ailesi ile oldukça ateşli tartışmalar yaşadığı bu konu cadı için hala büyük bir muallaktı.

Sınıfa girip maalesef ki boş olan sıranın kırmızı cübbeli Asyalıların yanında masa olduğunu gördüğünde büyük bir iç çekti. Masaya geçip çantasını istemsizce sert bir şekilde masaya bıraktığında içindeki kitapların çıkardığı ses yüzünden Gryffindor ikilinin de içinde bulunduğu bir grup dönüp ona bakmıştı. Umursamadan kitabını ve bir defter çıkardı çantasından. Profesör gelip derse başlayıp bir de soru sorduğunda cadı sessizliğini korumaya kararlıydı. Hatta bir ara -hangi öğrencinin konuştuğunun bile farkında olmadığı bir sırada- başını masaya koymuş, hiç uykusu olmadığı halde gözlerini kapatmıştı. Uyumuyor, dinliyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://www.hogwarts-rpg.com/t4235-riley-j-lee#63169
Violeta Lechkov
Bellatores Lustitiae
Ϟ Rp Beğenileri : 84

Violeta Lechkov
Bellatores Lustitiae
Gelen ilk cevaplardan biri bir Hufflepufflıya aitti ve bu cevap kadının oldukça ilgisini çekmişti. Kız, iksirin bazı kişilerde tesiri olmayacağına değinmişti. Aslında bu literatüre göre olası değildi zira veritaserum o kadar güçlü bir iksirdi ki iksiri alan kişi kim olursa olsun doğruları konuşmaya başlardı. Tabii, bu yazılı kaynaklarca böyleydi ve bilinen en akıllıca seçenekti. Fakat bazı araştırmaların da olduğunu biliyordu Violeta. Pek popüler olmayan ve genellikle halk gözünde komplo teorilerinden ve yalan haberden başka şey sunmuyor olarak görünen ucuz dergilerde yayınlanmayı başarabilmiş makaleler de vardı bu hususla alakalı. Hiçbiri kesinlikle kanıtlanmış olmasa da bazen veritaserumun da etkisin kaldığı durumlar ya da insanlar olabiliyordu. Kızın bundan haberdar oluşundan etkilenmiş olsa da bunu doğru cevap olarak kabul edemeyecekti. Bu yüzden anlayışlı bir ifadeyle yanlış olduğunu belirtircesine dudaklarını büzerek kafasını salladı. Tam nedenini açıklayacaktı ki kızın yanında oturan Ravenclawlının lafa girmesiyle bekledi. Oğlan sözlerini bitirince tebessüm etti. “Öncelikle, teşekkür ederiz Bayan Laity. Fakat veritaserumun –yani doğru yapılmış gerçek bir veritaserumun insanlara etki etmemesi pek de olası bir seçenek değil. Daha doğrusu, zihinbendarlar dışındaki insanlara demek daha doğru olur. Bay Lorens, sizin söylediğinize birazdan geleceğim.” Sınıfın kalanına döndü ve bir süre daha gelen yanıtları aldı. Bu sırada başını masaya koymuş Slytherinlinin yanına kadar gitmişti. İsminin Riley olduğunu anımsadığı kızın sırasına tırnaklarıyla yavaşça vurdu, diğer öğrencileri dinlerken. Bu ona başını kaldırması için yaptığı sözsüz bir uyarıydı. Bir başka Hufflepufflı söze girince ona doğru döndü. Duvar kenarında oturan Rocca’nın sözlerini başını sallayarak dinledi. “Teşekkürler, Bay Rocca.”

Gezindiği ön sıralardan ayrılarak tekrar başladığı noktaya yani sınıfın ortasına geri döndü. “Evet, veritaserumun mahkemede kullanılmamasının esas nedeni Bay Lorens’in de dediği gibi veritaserum içen kişinin söyleyeceği doğruların ‘kendi’ doğruları olmasından kaynaklanmaktadır. Herkesin etik ve doğru kavramları birbirinden farklı olabileceği gibi insan algısı manipüle edilebilen bir şeydir. İnsanlar yaşadıkları olayları yahut tanık olduklarını farklı şekilde hatırlayabilirler. Bu durumda kişiler kendi bildikleri doğruları söyleyeceklerdir. Peki ya biz insanların doğrularının ne kadar doğru olduğuna nasıl karar verebiliriz? Örneğin, bir insan düşünün. Bu insan hayatı boyunca yumurtanın sağlığa zararlı olduğu bilgisine maruz kalmış. Ona yumurtanın zararlı olduğu öğretilmiş. Bu kişi veritaserum içerse ve biri ona yumurta sağlıklı bir besin midir diye sorarsa bu kişi hayır diye cevap verecektir. Peki, gerçekten yumurta sağlıksız mıdır? Merak etmeyin, işin felsefi boyutuna çok girmeyeceğim. Sadece veritaserumun bizi gerçek doğrulara her zaman götürmeyeceğini bilin yeter. Teşekkürler Bay Lorens.” Ufak bir tebessümle oğlana baktıktan sonra ellerini göğsünün altında birleştirdi, arkasına yaslanmış ve karanlığa bürünmüş Thiemo Rocca’ya baktı. “Aynı zamanda da Bay Rocca’nın dediği gibi –ve hepinizin de bildiğini düşünüyorum, veritaserum yapılması oldukça güç bir iksirdir. Ustalık ve ince iş ister. Aynı zamanda evet, veritaserumun sahteleri yapılabilir. Fakat bu sahteleri ayırt etmek imkânsız değildir. Burada bana kalırsa odaklanılması gereken en önemli konu antidot kısmı. Pekâlâ, veritaserumun yetersiz kaldığı kısımları böylece açığa kavuşturmuş olduk. Biraz da güçlü yanlarından bahsedelim. Veritaserum bize neyi sağlar? Neden veritaserum kullanmalıyız? Getirileri nelerdir?”

Not:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwarts-rpg.com/t1534-violeta-lechkov
Jeremy T. Doukas
Sihirli Yaratık
Ϟ Rp Beğenileri : 5

Jeremy T. Doukas
Sihirli Yaratık
Bu dersten sıkılacağı belliydi genç büyücünün en sevdiği ders bile teorik işlendiğinde can sıkıcı bir hal alıyordu genç büyücü için. Parşömenin kenarlarına küçük küçük resimler çizmeye başlamıştı büyücü, bir yandan da profesörün sorusuna karşılık gelen cevapları dinliyordu. Sınıfta çoğu kişinin canı sıkıldığı belliydi, yeşil cübbeli cadıya gitti bakışları parşömenine küçük bir kuş çizerken. Kuş kanatlarını açmış adeta süzülüyordu, bakışları ile cadıyı taradığında masanın üzerine başını koymuş halde gördü. Gözleri kapalıydı, ya can sıkıntısından öylece yatıyordu yada uyuyordu gerçekten. Cadıya bir kaç dakika baktıktan sonra bakışlarını tekrardan parşömenine çevirdi. Küçük kuş çizimi bitmişti ve parşömeninin sağ üst köşesinde duruyordu. Sol üst köşesine de başka bir kuş çizmeye karar verdi. Bu sefer ki kanatlarını havaya doğru kaldırmış sanki yeni havalanmış bir kuştu.

Profesörün yanlarına gelip yeşil cübbeli kızın masasına tıkırdatması sadece cadının değil kendisinin ve bir kaç kişinin de bakışlarının profesöre kaymasına neden oldu. Kısa süre sonra profesörün sözlerini parşömene not almaya başladı, profesörün söylediği sayfaları ve artık ek başka kitaptaki bu iksir hakkında bir kaç bir şey okumuştu çoğu aynı şeyleri yazıyordu. Profesörün sorularını duydu tekrardan, bu soruların çoğunu zaten daha demin cevaplanmamış mıydı. Sol elini alnına dayarken parşömenine küçük küçük notlar almaya devam ediyordu. Güçlü yanları mı ne? Daha deminde söylendiği ve iksirinde adını aldığı doğruluk değil miydi. Kime göre doğru neye göre doğru?



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://www.hogwarts-rpg.com/t4694-jeremy-karakter-kart#74526
 
İksir Dersi | Veritaserum
Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hogwarts-RPG :: 2018-2021 Mâzisi-