| 13.04.17 22:10 | | Irkınızı işleyeceğim. Ancak önemli bir şeyi dikte edeyim tekrar; yüzüğü siz yapmıyorsunuz da okul veriyor. Zira yapımı çok da kolay olmayan bir tılsım kendisi. Tabii kendiniz yapmak isterseniz de bunu büyü yaratma sistemimize göre yapabilirsiniz. |
|
| 07.05.17 19:23 | | ad ve soyadınız: Jailewart Noble, günlük online süreniz: Akşamları genelde buralarda olmaya çalışırım, Karakter Kurgunuz (Dönüşüm Dahil): Jailewart'ın ailesinde erkekler genelde bir şekilde kurt adama dönüştürülürler. Seneler önce Jailewart'ın büyük büyük dedesi olan Geordis Noble, en yakın arkadaşının ısırığıyla dönüşmüş, bu bir çeşit lanetin verdiği güçler ve üstün duyu yetenkleri sebebiyle de ailesinde doğan tüm erkek çocukların kurt olan bir üye tarafından dönüştürülmesini istemiştir. Erkek çocukların dönüştürülme sebepleriyse soyun erkeklerden devam edeceğinin düşünülmesidir. Jailewart ise Ragnar ve Sylvi Noble'un ilk ve tek çocukları olarak dünyaya gelmiştir ve çift kızlarının oldukça güçlü olduğunu hissetikleri için başka çocuk yapma gereği duymamışlardır. Dolayısıyla babasının erkek çocuğunun olmaması ve Jailewart'ın yaşayan tek varis olması sebebiyle kurt zehri, babası tarafından genç kız 12 yaşındayken kendisine aktarılmıştır. neden bu ırk: Bu karakteri yarattım yaratalı Jailewart her zaman kurt olmuştur. Dolayısıyla onu kurtluktan başka bir ırkta düşünemiyorum. Aile kurgusu gereğiyle olsun, karakter özellikleri sebebiyle olsun Jailewart her zaman bir kurt olmuştur. örnek rp: - Spoiler:
İskoçya… İlk ayak bastığı zaman kendisine oldukça yabancı gelen bu topraklarda yaklaşık iki aydır bulunmaktaydı dişi kurt. Uzun kahverengiye kayan dalgalı saçları bile İskoçya’nın hırçın havasına alışmış, kabarmasını durdurmuştu. Bakışlarını gölün üzerindeki yansımalara çevirdi dişi kurt. İlk olarak buz mavisi ve yakut renginin karışımı olan gözleri ayın yansımasına çevrildi. İki ırka mensuptu dişi kurt. Bir kan içen ve yıllardır bu topraklarda bulunan vampir tarafı, bir de sıcak aya beklentisiz aşk besleyen kurt yanı vardı. Küçüklüğünden beri kurt yanına sığınmayı tercih ediyordu dişi kurt. Kurduyla bütünleşmeyi ve ay için içinde beslediği aşkı dışarıya çıkarmayı seviyordu. Bu düşünceler aklında bir kuş misali uçuşurken ayın görüntüsünden kendi görüntüsüne çevirdi bakışlarını. Normalde kahverengiye kaçan siyah saçları olmasına rağmen kürkü gri renkteydi. Aralarda beyaz lekeler bulunan kürkü genelde uzun oluyordu. Dışarıdan onu bu haliyle görseler hiç düşünmeden bir ‘ulu kurt’ olduğunu söyleyebilirlerdi. Bunu demek zor değildi. Dişi kurtun davranışları da bir vampir ve ya bir insan çok bir kurta benziyordu. Uzun süredir bir sürüsü yoktu. O tür sürülere ait olmayı sevmiyordu. Ait olduğundaysa her zaman alfa olmak istiyordu içindeki güç hazzı nedeniyle. Güce aç olduğunu onu tanıyan herkes söyleyebilirdi. Gücü seviyordu dişi kurt. İki yüzden sonra saymayı bıraktığı yıllar onu biraz daha güçlendiriyor, biraz daha keskinleştiriyordu moralmen. Issız ve bir kez daha yalnız geçirdiği bu gecede gözlerini yansımalardan aya çevirdi. Dolunay. Küçükken dönüşümün acısı nedeniyle korkuyla bahsettiği bu ay evresi şimdi en sevdiği evreydi. Dolunay karanlık geceyi en tepeye çıkarak aydınlattığında içine dolan dürtüyle hiç beklemeden kurt formuna bürünüyor, bulabildiği ilk ormanda arkasına bakmadan koşmaya başlıyordu. Koşmak her iki formundayken de ferahlık veriyordu dişi kurda. Saçlarının ve ya kürkünün arasında hissettiği o rüzgâr anlatamayacağı bir hazdı.
Yarım saat kadar önce aya çevirdiği bakışlarını karşısında duran ovaya ve ağaçlara çevirdi. İskoçya onun memleketi değildi ancak yine de buranın tabiatını ve büyüklüğünü seviyordu dişi kurt. Buraya gelirken aklında neler olduğunu hala bilmiyordu aslında. Kalbi buraya gitmesini söylemişti dişi kurda, o da kalbini dinlemiş ve buraya yani İskoçya’ya gelmişti. Kurtlara özgü kalp mühürlenmesini üç yüz yaşında olmasına rağmen daha önce hiç yaşamamış olan Mirena hala o kurdu arıyordu. Kalbinin derinliklerinde aya karşı olan arzusu hiç dinmeyecek bir arzuydu ancak yine de kalbini birine vermek istiyordu. Buz kadar soğuk olsa da bunu istiyordu. Birine kendini emanet edebilmek ve o kişiye sonsuz bir aşkla bağlanmak. Zor beğenen biriydi, bu tür aşk konularında da pek başarılı olduğu söylenemezdi dişi kurdun. Yüz yıl kadar evvel babasının arkadaşlarından biri olan bir kralla evlenecekken evden kaçmış vampir yanını tamamen unutmaya ve söndürmeye çalışmıştı ancak tabi ki de başarılı olamamış kana olan arzusunu bir türlü yok edememişti. O kaçarak uzaklaştığı evlilik belki de son kısmeti olmuştu. Yüz yıldır hiç bu kadar büyük bir ilişki yaşamamış hep bir anlık heveslerle yetinmişti. Dışarıdan bir buzdan farksız olan dişi kurt aslında oldukça duygusal ve umursayan yapıda biriydi. Soğuk ve yeni yağan yağmurun ıslak kokusunu burnundan içeri çekti. Burnundan içeri giden bu kokuda gizemli bir tat vardı sanki. Dişi kurdun daha önce koklamadığı bir tat. Bir yabancı, diye düşündü Mirena içinden. Burada yalnız değildi. Etraftaki kokuyu biraz daha içine çekti. Burnuna gelen bir başka kokuysa en derin arzularından biri olan kanın kokusuydu. Diyaframından gelen güçlü bir notada uludu kafasını arkaya yatırıp. Bir çağrı göndermişti aslında bu yabancıya. Yoksa bir tehdit miydi bu? Bu yabancıya ben buradayım deme aracı olarak mı kullanmıştı? Belki de. Kendi de hiç bilmiyordu neden uluduğunu. Ancak içinde yeşeren merak duygusu korumacı kurt tavırlarından daha ağır basıyordu dişi kurt için. Bu yabancı kurdu garip bir şekilde arzuluyor onunla tanışmak istiyordu. Burnunu hafif yere eğdikten hemen sonra dört bacağını birden oynatmaya başladı. Yavaş yavaş başlayan adımları hızlanarak koşmaya dönüşürken rüzgârı bir kez daha kürkünün arasında hissetti.
Burnu hafif yerde ilerlerken kulakları bir başka ulumayla doldu dişi kurdun. Bu yabancının kesinlikle bir kurt olduğu belliydi. Nasıl bir şeye benzediğini merak ediyordu dişi kurt. Bu kurtun kürkü ne renkti, gözleri hangi rengin keskin tonuydu, ses tonu nasıldı. Bu tür küçük detaylara önem verirdi Mirena. Küçüklüğünden beri iyi bir gözlemci olmuştu, şimdi de bunu kullanabilirdi. Ağaçlarla çevirili bu yarı kurak yarı çimenlik alanda ilerlemeye devam ederken biraz ilerisinde duyduğu çıtırtı ve nefes alış verişiyle kulakları havaya kalktı dişi kurdun. Sese duyarlı kulakları hemen algılamıştı bu sesi ve geldiği yönü. Aşağı eğdiği ve ilerlediği zemini izleyen bakışlarını yavaşça yukarı kaldırdı. Biraz ilerisinde duran hafif kızılımsı arada beyazlıklar bulunan kurda çevirdi keskin bakışlarını. Dişlerini azda olsa kurdun görebileceği şekilde çıkardıktan sonra kafasını da tamamen kaldırdı. Gözlerini direkt olarak karşısında duran bu kızılımsı kestane renkli kurdun gözlerine çevirdi. Kurdun gözleri kızınkileri andırıyordu azda olsa. İçinde normal kurtların gözlerinde olmayan bir parıltı vardı, dişi kurdun bir türlü anlam veremediği bir parıltı. Gözlemleri beyninde gezinirken kafasına dank eden düşünce zihnindeki bu soru işaretinin gitmesine neden oldu. Bu kurttun da insan bedeni vardı. Bu kurtta tıpkı Mirena gibi kurduna sığınmış biriydi. Biraz önce gösterdiği dişlerini tekrardan geri gönderdikten sonra kurda doğru birkaç adım attı. Adımlarını yavaş ve onu sinirlendirmeyecek bir şekilde atmaya çalışmıştı elinden geldiğince dişi kurt. Karşısında dikilen bu yabancıya karşı daha önce hissetmediği bir merak duyuyordu. Kurdun kürkünü ve gözlerini yakından incelemek ve hissetmek istiyordu. Aklında geçen ilk düşüncenin hareketlerini yönetmesine izin verdi dişi kurt. Kurda doğru ilerlerken kurt bedeninin insan formunu almasına izin verdi. Alt bacakları pati olmaktan çıkıp insan bacakları şeklini aldı, uzun ve oldukça duyarlı burnu küçüldü, gözlerindeki yakut rengi yerini saf maviye, grili beyazlı kürkü yerini siyah ve kahverenginin harmanlandığı uzun dalgalı saçına ve son olarak uzun tırnakları küçülerek insan tırnaklarına yerlerini bıraktı. Dönüşüm nedeniyle bir anlık kapanan gözlerini yavaşça açtı ve karşısındaki kurda doğru gizemli bir bakış attı. Kurt büyülenmiş görünmüyordu sanki her gün gördüğü bir şeymiş gibi dişi kurda bakmaya devam ediyordu. Mirena çıplak bedenini örtecek şekilde çalıların arkasına geçtikten sonra dudaklarını kelimeleri dışarı çıkarmak üzere araladı, “Sen kimsin?”
.
|
|
| 07.05.17 21:13 | | Irkınızı işliyorum. Kurt adam sistemimize göz atmayı unutmayınız. |
|
| 23.06.17 21:38 | | Ad ve Soyadınız: Achaiah WisdomGünlük Online Süreniz: Belirsiz Karakter Kurgunuz (Dönüşüm Dahil): Achaiah, azkaban kaçağı birisine yasak ormanda denk gelir. Orada kaçağın ölümcül lanetine denk gelir ve ölür.(aslında büyü genç cadıyı sıyırmış, yaralanmasına sebep olmuştur. Herkes Achaiah'ın öldüğünü sanar. Bu yüzden okula altı ay gelemez. Okulun açılmış olmasının üzerinden yarı dönem geçmiş olmasına rağmen iyileşince okula geri döner. Tek sorun artık dolunay gecelerinde bir kurtkadın olmasıdır. Dönüşümü ise, yaralandığında onu kurtaran bir adam sayesinde olur. Daha sonra onu ısıran kişinin bir kurtadam sürüsünde alfa olduğunu öğrenir. Hogwarts da kaldığı sürede zorlanır bu yüzden de okullu bırakır. (Öğrenci rütbem gitmesin lütfen. Hala o 1 yıl içerisindeyim)Neden Bu Irk: Kurgusal öldürme olsun istedim.Örnek Rp: (Spoiler içinde veriniz) Dimitri V. Raskolnikov*Kurtadam sistemini okumadan başvurmayınız*editlenmiştir.
En son Achaiah Wisdom tarafından 04.07.17 23:13 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
|
| 23.06.17 22:18 | | "Achaiah, hogwarts savaşında kaybolmuştur."
Merhaba. Hogwarts savaşından kastınız nedir acaba? Ayrıca okulu bırakan kişiler geri dönemedikleri için burada Bay Elias'ın onayını beklemek durumundayım her halükarda. |
|
| 24.06.17 0:35 | | Merhaba, Hogwarts Savaşı'nda kasıt nedir onu biraz açıklar mısınız? Hani kurgunuzda hiçbir sorun yok ancak bunu savaş gibi bir nedenle bağdaştırmasanız? Savaş kısmı hariç kurgunuzda sorun görmedim bay Darence ile konuştum. Bu konuda açıklık getirirseniz rütbe ve kurgu durumunuza onay vereceğiz |
|
| 09.07.17 3:00 | | Ad ve Soyadınız: Robert Calvin MylesGünlük Online Süreniz: 3-4 saatKarakter Kurgunuz (Dönüşüm Dahil):Robert zengin bir ailenin tek çocuğu olduğu için üstüne çok düşülmüş ve şımartılmış birisidir. Ailesinin aldırdığı özel dersler sayesinde kültürlü bir birey olmuş ve birden çok yeteneğe sahip olmuştur. Hogwarts'tan mezun olduğu sene anne ve babasını kaybetmesinin acısıyla, bir çok yükün ona kaldığını fark etmiştir. İlk zaman savsaklasa da üstesinden gelmeyi başarmış ve olgunlaşmıştır. Şirketin yanı sıra çocukluk hayali olan Quidditch oyuncusu olmak için üstün bir çaba gösterip, hayalini gerçekleştirmeyi başarmıştır. Ailesi zengin olmasına rağmen alçak gönüllü insanlardı. Robert'ın tek büyümesini hiç istemediler. O yüzden küçük yaşta yetimhanede büyüyen bir kız çocuğunu evlatlık aldılar. Isırılmış olan küçük üvey kız kardeşi henüz dönüşümünü yeni yeni tamamladığında kontrol edemediği için Robert'ı de ısırmıştır. Bu Robert'e bir lanet değil karşılığı ödenemeyecek bir hediye olarak gelmiştir. Kardeşi şimdi İsviçre'de yaşamaktadır. Dolunay zamanında arada sırada ziyaretine uğrar.Neden Bu Irk: Asil bir kere. Açılacak olan kurt sürüsüne katılmak istiyorum. Örnek Rp: (Spoiler içinde veriniz) - Spoiler:
Liliana Ivy Black ve diğer karakterlerim.
|
|
| 09.07.17 3:37 | | Hecate'nin gözüne bu ırk için oldukça uygun göründünüz, kurt adam rütbesi mi almak istediğinizi, yoksa quidditch rütbesinde devam mı etmek istediğinizi belirtir belirtmez profilinize işleyeceğim. |
|
| 09.07.17 3:45 | | Quidditch rütbesinde kalmak istiyorum. Profile farklı türde işleyebiliyorsanız işleyebilirsiniz, sevinirim. Teşekkürler ^^ |
|
| |