Ad ve Soyadınız: Luca Mancini
Günlük Online Süreniz: Elimden geldiğince her zaman girmeye çalışırım
Karakter Kurgunuz (Dönüşüm Dahil):
1969’da mezun olmuştu Hogwarts’tan. Ailesinin zoruyla da Scuta de Ordine tarafına katıldı. 1970’e kadar çok çalıştı tüm birliğiyle. Neredeyse tüm sığınakların yerini ezberlemişti artık kafasında. Gel zaman git zaman geçmek bilmiyordu. Fakat sonunda 1970 yılının kasım ayında büyük olaylar yaşanmıştı. Artık savaşlar neredeyse başlamıştı ve Luca’da öylece seyredecek değildi. Elinden düşürmediği asasını her tarafa ışıklar saçacak şekilde büyüler fırlatıyordu. Kimi insanlar olduğu gibi yere yığılıyor, kimi insanlar da kaçışıyorlardı. Artık içindeki tüm savaş korkusunu da yerle bir etmişti genç adam. Hiç istemeyerek geldiği bu yerlere kendisi de anlamıyordu. Zamanla anne ve babasının gücünün tükendiğini anladı ve bir gün ikisini de el ele tutuşmuş bir şekilde yerde yatarken görmüştü. Hemen baş uçlarına gidip oturdu. Gözlerinden akan göz yaşlarını durduramamıştı. Kollarını, babasının göğsüne koyup kafasını da araların yerleştirdi ve hüngür hüngür ağlamaya başladı. Artık savaşmak istemiyordu. Hem de hiç istemiyordu.
Kendi kendine karar vermişti. Ceza alacağından, hiç olmadığı kadar emindi. Belki teslim olursa cezası azaltılabilirdi. Harabelerin içerisinden hızlıca geçti ve Bellatores tarafının adamları önünde dikildi. İlk baş ellerini havaya kaldırdı ve sırtını büktü. Asasını yere bırakıp diz üstü çöktü ve adamların Luca'yı alıp götürmelerini bekledi. Scuta de Ordine tarafında olduğu için Azkaban'da ömür boyu hapis yatmakla karşı karşıya kaldı. Onun için tam dünya biticekken aklına fikir geldi. Kendi kendisini savunabilirdi elbette. O yüzden de konuşmaya başladı. Savaşa ailesinin zoruyla katıldığını söyledi. Hiç duraksamadan devam etti. Bildiği birkaç tane sığınağın yerini söyleyebileceğini de bildirdi. Bir müddet bekledikten sonra karara varılmıştı. Yine de hapis yatacaktı fakat ömür boyu değildi bu. Sadece iki yıl. Gerçekten yardımı dokunmuştu demekki karşısındaki büyücülere. İki yıl boyunca hiç kimseyle görüşmemek uğruna girmişti artık hapishaneye. İlk başlarda çok korkmuştu. Vakit geçmek bilmiyordu fakat elbet bir gün gelicekti ve sonunda gelmişti de. Artık çıkmıştı karanlık zindanlardan.
Hiç kimseye neler yaşadığını anlatmak istemiyordu. Biraz acı çekmişti haliyle ama büyük sorunlar olmamıştı. Artık Hogwarts’a gidebileceğini düşündü. Çok uzun olmasa da bir yolculuğa çıkacağı için küçük bir hazırlık yaptı. Sonunda gidebilirdi, hazırdı da. Oraya gittiğinde başvurusunu yaptı ve bekledi kararlaştırılmayı. Orada beklerken bir an düşünmüştü; ‘ya ben hapis yattım diye almazlarsa’... Fakat iyi haberi aldığında çok sevinmişti.
(Dönüşüm Kısmı: )
1974 yılında gecenin bir vakti öylesine okul bahçesinde dolaşırken gözüne, Yasak Orman’a giden bir çocuk çarptı. Hızlı adımlarla onu takip etti. Sanki gittikçe derinlere ilerliyordu çocuk. Etraf iyice karanlıklaşınca asasını çıkarttı ve ‘Lumos!’ diye bağırdı. Az da olsa aydınlanmıştı ağaçların arası. Adımlarını ileri doğru attıkça hava daha çok soğuyordu. En sonunda durdu bir yerde. Öylece ayakta dikildi, belki çocuk onu görür de yanına gelir diye. Arka çalılıktan bir ses geliyordu evet fakat bu daha çok bir hayvana benziyordu. Hızla arkasına döndü ve birden gözlerinin gördüğü son şeyin iki çift göz olduğunu anladı. Anında kapadı göz kapaklarını. Bacağında büyük bir acı hissetti. Yavaş yavaş gücünü kaybetmeye başladı ve en sonunda tümü kayboldu. Gözlerini açtığında ise Hogwarts’ta, hastane kanadında olduğunu anladı. Başında dikilen müdür yardımcısına ne anlatacağını kendisi de bilmiyordu.
Neden Bu Irk: Bu benim ilk yetişkin karakter deneyimim ve neden kurt adam ırkından olmasın dedim
Örnek Rp: (Spoiler içinde veriniz) Benim ben, Edward