Döneminin Baş Seherbazı, Ezekiel Harris tarafından kurulan örgütün anlamı Adaletin Savaşçılarıdır. Resmi olarak 1970 yılında kurulan ve kendisine bu ismi veren grup, aslında 1960 yılından beri gizliden gizliye varlığını sürdürmektedir. Bu topluluk, tek bir amaç için kurulmuştur; adalet. Sihir bakanı Austin Hudson’ın adaletsizce sürdürdüğü 35 yıllık hükümdarlığa ve insanların inatla yok saydığı diktatörlüğe dur demek için, özgürlükçü ve yenilikçi bireylerin bir araya toplanmasıyla oluşmuştur. # Devamı İçin TIKLAYINIZ!
Scuta
Ingemar Byström tarafından ‘Düzenin Kalkanı’ adı altında kurulmuşlardır. 1970 yılında, Bellatores gibi güçlü bir örgütün ortaya çıkışı ile, birnevi mecburiyet sebebiyle savunma gücü olarak ortaya çıkmıştır. İlk kuruluş amaçları düzeni (Bu vesileyle aslıda Sihir Bakanı ve bakanın inançlarını) korumak olsa dahi, çoğu üyenin katılım amacı doğrultusunda daha nebze Bellatores’u ortadan kaldırmak şeklinde amaç kayması oluşmuştur. Buna rağmen liderleri Byström, bu amacı reddederek tüm isteklerinin halk tarafından demokratik yollarla beş kere seçilmiş olan bakanı ve bununla beraber düzeni korumak olduğunu birçok kez belirtmiş, belirtmeye devam etmektedir. # Devamı İçin TIKLAYINIZ!
Adınız ve Soyadınız : Karakter Bilgisi : (Bu alanı eksik dolduranların başvurusu kabul edilmeyecektir.) Örnek Rp : (Spoiler İçinde) Rütbe: Gezgin & Büyücü & Cadı İstediğiniz Meslek: (Zorunlu Değil)
* Büyücü ve Cadı olan üyeler, kendileri kafalarına göre bir meslek üretebilirler. Birnevi serbest meslek olma durumudur. Büyücü ve Cadı olmak demek, Büyü Dünyası'nda belirli bir kurgusal mesleğe sahip olmamak demektir.
Alién Terminus Gibbsy
Ölü
Ϟ Rp Beğenileri : 0
08.08.19 23:00
Adınız ve Soyadınız :Alién Terminius gibbsy Karakter Bilgisi :
bu:
Alién bir bebeğin doğabileceğini en ideal ailede doğmuştu. Ailesi ne hanedanlık olacak kadar köklü ne de o kadar zengindi. Tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek derecede zengindi. Döneminin baş seherbazi büyükleri olacak derece saygın değer verilen bir aileydi. Ne annesi ve babasının ilk çocuğuydu ne de son. Ama hayata tutuna bilen ilk bebekti kendisi. Ilımlı bir siyasi tutum izleyen bir ailesi vardı. Mantık ve adalet isteğinin uyumu ile büyümüştü. Annesi Ravenclaw mezunu olup Hogwatrsta sihir tarihi dersleri verirken aritmansi dersi veren babasıyla tanışıp evlenmiş uzun süre beraber çalışmışlardı. Mutluluklarının bölünmesin tek nedeni bir türlü hayata tutunamayan bebekleri olmasıydı. Alién doğmadan önce düşen 3 bebek , sonra 1 bebek olmuştu. Tamda umutlarının tükendiği bir anda tekrar bebekleri olacaklarını öğrendiklerinde St. Mungo dan çıkmayan aile sonunda dünyaya bir mutluluklarının en büyüğünü getirmişti. Böyle bir özlemin sonucu olarak doğan Alién tek çocuk olmasından dolayı biraz kibirli büyümüş, bunun aksine asla şımarık bir velet olmamıştı. Ama bunun aksine oldukça keşfetmeye aç sanata ve müziğe ilgisi de vardı.
Daha Hogwarts'a başlamadan tanıştığı piyano ile güzelliği ile büyüleyen annesinin çalışını izlediği günlerin birinde ilk kez buluşmuştu minim parmakları piyanonun tuşlarıyla. O zamandan beri en büyük ama herkesten gizlediği bir tutkusu olmuştu bu. Özel bir anlam ifade ediyordu bu onun için. Hayran olduğu en özel kadının ona armağanını ulu orta sergilemek yada övünmek gereksizdi. Bu övünmeye gerek hile duymayacaktı ilerde zaten. Annesi öğretirken notalarla Alién'in duygularını yönlendirmeyi bunlardan keyif almasını öğretmişti ki o zamana kadar duygusal ve duyguları önemseyen biri olmamıştı. Maddi varlıklardan ve fiziksel görünüşten ibaret olan buyucu ve cadı zırvalıklarından sadece beğenme duygusu gerçek olabilirdi ona göre ama piyanonun tuşlarına bastığında onların hissettiklerini söylediklerinden daha anlamlı şeyleri keşfediyordu. Okula başladığında ne annesi gibi ravenclaw ne babası gibi hufflepuf olmuştu. Tutku ve istekleri doğrultusunda sonuna kadar gidebilecek kadar cesur olan bir binada , slytherine seçmişti şapka onu. Aşırı göz önünde olmaktan hoşlanmayan ama yine de rekabetten beslenen bir öğrencilik geçirdi. Bu rekabet duygusunu en çok hissettiği alan ise kuşkusuz quittich turnuvaları olmuştu onun için. Katıldığı andan mezun olana kadar binasının arayıcı olarak temsil ettiği turnuvalarda sayısız başarı sağlamıştı. Bir yandan akli hep sanatta kalsa da ailesi kafasını biraz kurcalıyordu. Onlar Alién'e bakınca bir profesör gördüklerini söylüyordu. Babası neyse ama annesinin de böyle düşünmesi kafasını karıştırıyordu. Bu kafa karışıklığı büyük savaşta son bulmuştu.
Kaybettiği annesi ve babasın anısına onların yolundan devam etti. Önce asistanlık sonra profesörlük.. Kafasına net koydu şeyde asla engel tanımıyordu zaten. Zehirler ve iksirlere ilgisi yüzünden bu alana yönelmişti.Profesör olarak başladığında ise annesine oldukça benzettiği bir cadı ile tanıştı ve ilk defa duygularını kabul ederek kadına yaklaşmaya konuşmaya başladı . Bu kararsızlık değildi kısa süren birliktelikleri ölümle sonuçlandığında. Kadın ölümündeki şüpheyi çözmek adına okulu bıraktı. Yaptığı araştırmalar sırasında fark etti ki aslında sevdiği kadını o kadar da iyi tanımıyormuş. Bununla ilgili araştırma ile kendine bulduğu cevap üzerine suçlunun pesinden gitti. Bir avcı olarak ormanda o çirkin mahlukatın gözlerinin önünde ölümünü izleyene kadar rahatlamayacaktı. Ki bu da ona yetmeyecekti zaten. Acı çektirmek hoşuna gitse de bir sınırı olmalıydı. "Sadece acı çektirenlere acı çektireceğim" diye yemin etmişti.. Ancak yolu scuta de ordine'nin üst makamlarından biri ile kesisti. Artık geri dönme vakti gelmişti. Ama bu sefer farklı olacaktı.
Örnek Rp : Coltrane J. woo Rütbe: Büyücü İstediğiniz Meslek: (Zorunlu Değil)
Annabelle
Game Master
Ϟ Rp Beğenileri : 0
10.08.19 23:24
Onaylandı.
Lucas K. Jang
Ölü
Ϟ Rp Beğenileri : 0
10.08.19 23:31
Adınız ve Soyadınız : Lucas K. Jang Karakter Bilgisi : Örgüt başvurusunda mevcut. Örnek Rp : benim ben Rosé sdaj Rütbe: Büyücü İstediğiniz Meslek: Veteriner / Keskin Nişancı / Scuta'da Ajan.
Annabelle
Game Master
Ϟ Rp Beğenileri : 0
10.08.19 23:48
Sizinde Onaylandı.
Brave Bear
Gezgin
Ϟ Rp Beğenileri : 0
16.08.19 15:12
Adınız ve Soyadınız : Brave Bear Karakter Bilgisi : Düz ve basit bir adamdır. Pek göze çarpan bir özelliği yoktur.. tipik bir emekli memur gibidir. Hobileri yok denecek kadar azdır.. akşamları evde oturup quidditch izlemeyi sever. Muggle'lara gizli bir hayranlığı vardır. Örnek Rp :
Spoiler:
"Bitirmek mi? Tabiki hayır... " deyip asılan yüzüne bir düşünce yerleştirdi. Uyanık bir ifade ve kısık gözlerle babasının yüzüne bakarak "Bunu bilerek yapıyorsun, takıntılı olduğumu biliyorsun ve özellikle bırakalım diyorsun. Çünkü yapmayacağımı ve inat edeceğimi biliyorsun." demişti ketum bir sesle. burnu havada bir şekilde kollarını göğsünde bağlayarak biraz durduktan sonra "Evet, haklısın bırakmıcam bunun peşini..." demişti her şeyi elde eden bir prenses edasıyla. Bağladığı kollarını çözerek asasını parmakları arasında çevirmeye başladı. Anı, çok güçlü mutlu bir anı... Düşününce tüm anıları zihninden siliniyor gibiydi, tam bir şeyler yakalayacakken yok oluyor uzaklaşıyor gibiydi. Daha sakin düşünmeye çalıştı, acele ettikçe telaşa kapılıyordu. Birkaç adım attı yavaşça otların arasında, gözlerini kapayarak yürümeye devam etti yavaşça. Gözü kapalı boşluğa doğru yürümek bir an huzur verdi ona. Önünde hiç engel olmadan yürümek, rüzgar yüzüne okşayıp burnuna çiçek kokularını taşırken... Işığın varlığından haberdar olup gözlerin kapalı olsa da onu hissetmek ve yürümek... Muhteşemdi. Sanki gökyüzünde, bulutların üzerinde, kirli yeryzünden çok uzaktaydı. Boşlukta... hissizliğin ortasındaydı. Kollarını iki yana açan genç cadı minik adımlar atmaya devam etti. Başını yukarı kaldırarak orada olduğuna emin olduğu güneşe baktı. Yarım bir şekilde döndü arkada bıraktığı babasına doğru ve gülümseyerek "Sanırım pek zor olmasa gerek." dedi mutlulukla. Tekrar gözlerini kapayıp kendini gökyüzünde hissetmeye çalıştı ve etrafında tüm sevdiklerini canlandırmaya. Bütün hepsi, kaybettikleri vekazandıkları... hepsi. Sanki onun için bir kutlama vardı gökyüzünde ve her bir yıldız onun bir sevdiği olmuştu. Asasını kaldırırken bunu sanki yapmıyordu bile, o gökyüzünde yaşıyordu ve yeryüzü yoktu onun için o an. Asasını karşıya uzatarak "Cennet gibi... " demişti hayalinin etkisinde kalarak ama sonra yapması gerekeni hatırladığında net bir sesle haykırdı boşluğa doğru; "Expecto Patronum..!"
Gözlerini açmamıştı ama asasını sıkıca kavramak zorunda kalmıştı. Daha doğrusu öyle hissetmişti, değişik bir bağ ile bağlanmışlardı sanki. Kendini hem çok iyi hem çok güçsüz hissediyordu Elizabeth. Yine de inmek istemiyordu gökyüzünden, hep orada kalmak istiyordu. Bunu yapamaz mıydı? Geri dönmese nolurdu ki? Hiçbir şey kaybetmezdi ve aksine çok kazancı olurdu. Tüm kaybettiği hayatlar buradaydı işte. Ailesi ona gülümseyerek bakıyorlardı. Huzurluydu, gerçekten mutlulukla gülümsüyordu. O kadar huzurluydu ki boş ve hafiflemiş hissediyordu bedenini. Sadece mutluluk ve beyaz vardı. Tertemiz sonsuz bir hayat. Cennet böyle mi etkiliyordu insanı? çok cezbedici olduğu kesindi ama. Bırakıp gidesi gelmiyordu insanın. Heleki yaşamı acınası olan Elizabeth'in. Hiçbir şey hissetmiyordu, gözündeki yaşları bile hissetmemişti. Çok yorulduğunu farketti genç cadı, şimdiye kadar onu hayat çok yormuştu; bedeninin rahatlamasından bunu anlıyordu. Boşluk.. Tüm var olan bu; olmayan bir şey... Tıpkı yaşadığı rüya gibi. Aslında böyle bir şeyin olmadığını biliyordu ama mutluydu yine de. Rüyaysa da uyanmak istemiyordu; "Bırakın uyuyayım.." demişti yalvarırcasına... Kulağında bir ses vardı; erkek sesi, ona sesleniyordu devamlı. Etrafına bakındı ama kimse yoktu, sesin sahibini bulamıyordu. Kaybolmuş hissine kapıldı bir an ve yüzüne düşen gölgeyi hissetti. Başında da bir acı vardı. Gözlerini açmak istemiyordu, tekrarladı yalvarırcasına; "Bırakın uyuyayım.."
Babasının yumuşak tokatları onu gözünü açmaya zorlamıştı ve birden tüm zaman ve mekan birbirine girmişti Elizabeth için. Biraz önce cennetteydi, şimdi neresiydi burası böyle. Berrak güneş gözlerini kamaştırıyor, onları açık tutmakta zorlanıyordu Lizz. Her şey pusluydu ve devamlı dönüyor gibi geliyordu ona. Gözlerini sıkıca yumup tekrar açtı ve ona eğilmiş bakan yüzün kime ait olduğunu düşünerek "Nerdeyim ben.." diye sordu usulca. Babasının yüzünü tanırken bilinci yavaş yavaş yerine oturuyordu ki dönen her şey durmuştu ve artık biraz daha nettiler. Neden yerde yattığına anlam yüklemeye çalışarak babasına baktı ve "Ne oldu, neden buradayız baba.." diye sormuştu. Bu yerden taşınmışlardı ve neden şimdi buradalardı? He, evet büyü dersleri.. diye düşündü kendi kendine ve doğrulmaya çabaladı babasının endişeli bakışları altında. Ayağa kalkınca yer altından kayacakmış gibi oldu bir an ama toparladı sonra. Merakla ve yorgun bir şekilde karşısında duran babasına baktı ve ondan destek alarak ayakta durmaya devam etti. Konuşabileceğini anladığı anda "Tam olarak ne yaptım ben?" diye sordu ve ardından ekledi. "Kendimi bir fıçı bira içmiş gibi hissediyorum.." dedi sallanarak hafifçe.
Rütbe: Gezgin İstediğiniz Meslek: Emekli Gringotts Memuru
Annabelle
Game Master
Ϟ Rp Beğenileri : 0
16.08.19 16:13
Onaylandı
Andrew Franklin
Ölü
Ϟ Rp Beğenileri : 0
31.08.19 23:34
Andrew Franklin. 29. Andrew, küçük yaşlardan bu yana ailesinin istekleri doğrultusunda yaşamış, alelade bir gençti. Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nda, Slytherin binasına seçildiğinde, ailenin en dominant karakteri olan Gryffindor annesi, pek bir mutsuz olmuştu. "Vah benim oğlan, kötü biri mi? Ah, ben onu böyle mi yetiştirdim?" diye söylene söylene ayılıp bayılmıştı. Ravenclaw mezunu olmasının yanında, aylaklığa bağımlı sayılabilecek babası ise homurdana homurdana "Şimdi bu, sırf o arkadaşları için pek kaliteli kumaşlar falan ister. Bizde öyle şeylere verecek para yok." diyerek ve bomboş bakışlarla elindeki asayı bir oraya bir buraya çevirerek -ve bu esnada bütçe hesaplamak için kullandığı kalemini de bir sağa bir sola savurarak- oturduğu yerden kalkmadan pis pis eşine bakmıştı. Ailenin ikinci ve en küçük çocuğu Andrew, onların sözünden bir adım bile dışına çıkmamış; derslerinden kalmamak için biraz çaba göstermiş, en çok da İksir dersinde başarılı olmuştu. Ortalama mı yoksa vasat bir öğrenci mi olduğu her zaman akıllarda soru işareti bırakan Andrew için, mezuniyet sonrasında, ailesinin isteği doğrultusunda, bir büyücü şirketine girmesi pek de tahmin edilemez bir son değildi. İksir bilgisi sebebiyle işe girmiş olsa da yaptığı pek mühim bir şey yoktu doğrusu. Şirketin üretim kısmını denetleyen birinin yanında, pek de matah olmayan ama ailesini memnun edecek ölçüde aldığı para ile sekreter gibi çalımaya başlayıp sonra da denetim içerisinde bir yer edinmişti. Bir yıl kadar önce, sırf annesi istiyor diye pek de ilgisi olmayan biriyle nişanlanmıştı. Birkaç ay önce ise anne ve babasının ölümü ile, hayatında ne yapacağını şaşırmış ve şirketteki pozisyonundan istifa edip nişanını bozmuştu. Ne yapacaktı bundan sonra? Bir fikri yoktu; fakat belki de kendini bulmak, pek de fena bir fikir değildi; eğer öyle bir şey varsa. Bengt Ljunggren. Büyücü.
Thomas Anfinsen
Ölü
Ϟ Rp Beğenileri : 0
01.09.19 0:58
Thomas Anfinsen. İngiliz büyücü, bazen sağ ideolojiler ile içli dışlı bir düşünce yapısına sahiptir. Kolonyalist Avrupa'nın kendini inandırdığı, medeniyeti dağıtabilme kudretinin kendinde olduğu delüzyonu içerisinde, kudretli bir büyücü olduğunu düşünür. İngiliz toplumu içerisinde, Muggle kültürünün aşağı ve medeniyet dışı varlığından hiç hazzetmezken dünyanın da İngiliz kültüründen uzak, ilkel yaşamını eleştirmekten geri durmaz. Ona göre, İngiliz olmak da büyücü olmak da birer erdemdir. Eğitimini, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nun Ravenclaw binasında almış olan Anfinsen, profesyonel kariyerini Büyü Kuramı üzerine inşa etmiştir. Geleneksel biridir. Çok konuşmaktan yana olmamakla beraber söylediği her şeyde haklı olduğuna inanır. Büyücedünya Konseyi için, kendi görüşlerinin benzerlerini savunan bir parti kurulması gerektiğine inanmakta. Kolonyal dünya düzenini sevmekte. İngiliz büyücülerin, İngiliz mugglelar ile evlenerek tüm İngiltere'nin bir büyücü milleti olması gerektiğini; dünyayı da yönetmesi gerektiğine inanır. Kendisi, silik bir anı gibi ne taraftan tutsanız elinizde kalacak türden, hakkında pek de bir şey bilinmeyen biridir. Hayatı, pek de açığa çıkmayan ve çok fazla kişinin de merak etmediği biridir vesaire. Bengt Ljunggren. Büyücü. Büyü Kuramcısı