Karakterinizin Adı ve Soyadı: Diana S. Fyr
Katılmak istediğiniz oluşum: Bellatores
Karakterinizin kişiliği: Ateş gibi bir kadındır o. Oldukça sakin ve güçlü görünür ancak fazla yaklaşırsanız o güzelliğin altında yatan tehlike sizi yakabilir. Zira belli sınırları vardır ve o sınırların itilmesinden hoşlanmaz. Orta yaşlarına gelmiş olduğundan kıymet bilir ve nostaljiktir. Eski bir şarkı ve bir kitap hemen belli başlı anıların tetiklenmesine sebep olur. Ateşi tapacak kadar sever ve ondan aynı oranda korkar. Çocukları sevmez. Aile ilişkileri kötüdür. Arkadaşlık konusunda ise kolay arkadaş edinir fakat herkes dostu olamaz. Safkan üstünlüğünü savunsa da burnu yukarıda bir insan değildir. Mükemmeliyetçidir. Yaptığı işi mutlaka yapabildiği en iyi şekilde yapmak ister. Bu bir çarşafı sermek olsun yada koca bir binayı yakmak. Bulanıklardan kelimenin tam anlamıyla nefret eder. Onlara karşı tamamen ön yargılarla doludur. Fakat bunu toplum içerisinde her zaman belli etmez. Melezlere karşı ise damarlarında akan büyücü kanının bir kısmını bir büyücüden almış oluşlarından dolayı saygı duyar ama onlarda en az bulanıklar kadar tahammül edilemez olabilir. Ancak dediğimiz gibi bunları saklamakta iyidir. Çünkü insanlara nabza göre şerbet vermesini iyi bilir. Diksiyonu düzgündür, iletişim kurarken gülümsemeyi ihmal etmez. Fakat sarkastik olduğu zamanlarda bayağı fazladır.
Karakterinizin geçmişi: Diana soğuk bir kış günü, pek geçimsiz bir anne ile babanın birbirlerine çekim hissettikleri nadir gecelerden birinin meyvesi olarak doğdu. Ailesi sadece evlenme çağlarının gelmiş oluşu yüzünden evlenmiş iki safkan büyücüydü. Safkan olmalarına rağmen pek çok safkan aile gibi köklü değillerdi, yahut maddi açıdan elverişli. Zor bir çocukluk geçirdi, soğuk bir aile ortamı, kalitesiz sağlıksız yiyecekler ve nice olumsuz olgu Diana'nın etrafındaydı. Hogwarts'a bile gitmesini babasının bir dünya insandan aldığı borçlar sağlamıştı. Buna değecek bir çocuk muydu Diana tartışılır. Büyü yapmasını beceriyordu, hatta iyi olduğunu söylemek kesinlikle yanlış olmazdı. Fakat büyü yapmadığı diğer derslerde başarı kıstasının hep altında ilerliyordu. Öyle yada böyle bir şekilde bu kadın mezun oldu. Pek iyi bir dereceyle mezun olmadığından ötürü iyi maaşı olan ve yapılabilecek bir iş bulmakta oldukça zorlandı. On yıldan az beş yıldan uzun bir süre boyunca bir çok işe girdi çıktı. Asa satan dükkanlarda asa sattı. Ünlü büyücü restoranlarının temizliğini yaptı. Bir dönem Çatlak Kazanda oda servisinde çalıştı. Bu yıllar boyunca tek bir şey kanına dokunmuştu. Onun kanı saf büyücü kanıydı. Saf büyücü kanına sahip olmasına rağmen, bulanıklara ve melezlere hizmet etmek, hatta onların safkanlardan daha üst rütbede olması sesini çıkaramadığı ama rahatsızlığını kemiklerine kadar hissettiği bir olguydu. Mezun olduktan sekiz yıl sonra ilk kez düzenli bir iş fırsatı çıktı karşısına. Güzel bir kadın oluşunun verdiği ilk meyveydi bu. Ona güzel kıyafetler giydirdiler, insanlarla nasıl iletişim kuracağını öğrettiler. Yüzüne bir gülümseme yapıştırdılar. 1958 yazının temmuz ayında Diana bir kumarhanenin sevimli kızı olmuştu. Etrafta dolaşıyor, insanlara masalarında eşlik ediyor, kendine içki ısmarlatıyordu. İşinin sadece flörtleşme aşamasında bitiyor oluşundan memnundu.
Altı yıl boyunca bu işi yaptı. Sonra pek beklenmedik bir şey yaşandı. Kumarhanenin müdavimi olmuş bir çete, çalınan paraları için müesseseyi sorumlu tuttu. Kapanış saatinden bir kaç saat sonra dört tane çete üyesi dört farklı yerden koca kumarhaneyi yakma girişiminde bulundu. Başarılı da oldular. Büyük bir yangın çıktı ve kumarhane kullanılamayacak hale geldi. Lakin o gece Diana'nın da içinde bulunduğu yedi kişi mekanın içindeydi. Hiç biri ölmedi hatta sadece iki tanesi ağır yaralandı. Diana içinse bu, tarif edemediği şeyler tecrübe ettiği bir deneyimdi. Belki de ilk kez o gece ateşe aşık oldu. Deri kaplamalarda, pahalı perdelerde ve duvarlarda süzülen kızıl ölüm onu büyüledi. Gözleri önünde cayır cayır yanan arkadaşlarının hayatını kurtarmaya çalışırken gizliden gizliye onların attığı çığlıklar hoşuna gitti. Ateşin güzelliği ve gücü onu büyüledi, ona sahip olmak istedi, yada öyle olmak. İronik bir şekilde o büyülendiği şeyden ölesiye de korkuyordu. Canlı canlı yandığı görüntüler, bir şömineden fırlayacak küçük kıvılcımların oluşturacağı büyük yangınların arasında sıkışmak o günden beri en büyük korkusu oldu.
Kumarhanenin zorunlu kapatılışından sonra çocukluk yıllarına geri döndü. Kazandığı parayı biriktirmekte pek başarılı değildi zira. Pahalı elbiselere ayakkabılara yatırmaktan çekinmiyordu kazandığı parayı. Bir kaç ay sonunda o elbiseleri ve ayakkabıları da satmak zorunda kalmıştı zaten. Kirasını da ödeyemediğinden ötürü evinden atıldı ve belki de harcadığı en iyi para olan çadırınıda alıp İngiltere'nin düzlüklerinde yaşamaya başladı. Yaptığı büyülerle çadırı oldukça sevimli bir yuva olmuştu. Özellikle dört bir yanda yanan mumların uçlarındaki küçük ateş parçaları bu yuvanın en sevdiği yanıydı. Fakat buradaki huzurlu yaşamı da parasızlık yüzünden bitmek üzereydi. Otuz iki yaşındaydı ve hala başladığı yerdeydi. Bu onu zor seçimlere zorladı. Başta sadece uyuşturucu taşımacılığının bir parçasıydı. Çalıntı asalar kullanarak teslimatı yapıyordu. Bazen eteğinin altına bir kaç torba bağlıyor bazen ise bir otel odasına bir seks işçisi olarak gidiyordu. Britanya Sihir Bakanlığı uyuşturucu konusunda kesin hamleler yapmaya başladığında bu işlerden uzaklaşmaya başladı. Onun yerine daha tehlikeli ve daha iyi ödeyen bir "iş" fırsatı çıktı karşısına. Kumarhaneyi yakan çetenin belli başlı mesajları iletecek insanlara ihtiyacı vardı. Bu mesajların iletiliş biçimi ise, bu mesajların muhattabı olan kimselerin mülklerine verilen zararlardı. Diana'nın bu dört yıllık çete serüveni boyunca kullandığı tek yöntem. Kundaklama olmuştu. Bunu yaparken dikkat ettiği yegane şey masum insanların zarar görmemesiydi. Büyük titizlikle çalışıyor ve sadece hedeflenen şeyin küllere dönüşmesine özen gösteriyordu. Yapılan ani bir baskınla çete lideri yakalandı ve Azkaban'a atıldı. Diana da yakalanma korkusuyla çadırına çekildi. Neyse ki bu sefer kazandığı parayı daha doğru harcamıştı.
Hayatının baştan aşağıya değiştiği gün ise dönemin Büyüceşura hakimlerinden birinin metresliğini kabul ettiği gün olmuştu. Bir davette içki servis edecek biri olarak tutulmuştu. Fakat hakim bey, Diana'nın görünüşünden özellikle de saçlarından fazlasıyla etkilenmiş ve kadını resmen parasıyla satın almıştı. Diana için ise bu bulunmaz bir fırsat, asla kaçırılamayacak bir trendi. Otuz yedi yaşındaydı ve güzelliğini kullanabileceği uzun yılları yoktu önünde. Güzel bir daire, ipek elbiseler, hakiki kürkler, altınlar pırlantalar. Haftada bir kaç gün bir kaç saat bir adamın onun vücudunu kullanmasına izin vererek bunları elde ediyordu. Bir buçuk yıl boyunca sürdü birliktelikleri. Diana için upuzun geçmiş fazlasıyla zor bir zaman dilimiydi. Adamın istekleri gün geçtikçe daha da sapıklaşıyordu. Çizgiyi aştığı an ise kadını çırılçıplak soyup sadece dövmeye başladığı an olmuştu. Adamdan şiddet görmeye alışmıştı, fakat böylesine vahşi olmamıştı. İki kaburgasının kırıldığı, belinde bir küllüğün kırıldığı gece Diana daha fazla dayanamadı asasını alıp adamı cayır cayır yaktı. Maalesef öldürecek kadar değil.
Savaşın yavaş yavaş patlak vermeye zamanlardı, Diana mahkemeye çıkarıldı. Onun bir ajan olduğu, Hakim beye aşk iksiri verip onu bakana karşı çevirmekle görevlendirildiği öne sürüldü. Azkaban'a kapatıldı. Olduğu yerde idam edilmediği için şanslıydı. Savaşın en şiddetlendiği zamanlarda, iki örgütün artık gölgelerden çıktığı zamanlarda şans biraz daha güldü onun yüzüne. Birileri onu hapse attıran hakimi bülbül gibi öttürmüştü. Diana'nın adamı kendini savunmak için yaktığı anlaşılınca serbest bırakıldı. Britanya'ya tekrar ayak bastığında onu karşıladı bir grup insan ve ateşini onlar için kullanmasını buyurdular.
Karakterinizin katılacağı oluşumla bağlantısı: Diana'nın metresi olduğu hakim, Scuta örgütünün bir üyesiydi. Bunun intelini bir şekilde almış olan Bellatores ajanları sadece adamı değil, ailesini çocuklarını ve tabi ki metresini de yakın takibe aldılar geçmişlerini araştırdılar. Diana'nın kundaklamayla geçen yıllarına da ulaşan örgüt kadının yetenekli bir pyromancer* olduğunu anladı. Suçsuz yere hapse düşünce onu kurtaran Bellatores örgütüydü. Yapılan teklifte Diana için reddedilemeyecek kadar iyiydi. Ayrıca geçmişini bilen bu adamlara hayır derse tüm o yaktığı evler, arabaların onun karşısında kullanılıp tekrar Azkaban'a düşeceği korkusunu da yaşıyordu.
Karakterinizin oluşum içindeki rütbesi: Asker - Pyromancer
Karakterinizin normal hayatındaki mesleği/rütbesi: Dikkat çekmemesi, basit normal bir cadı olarak görülmesi için yerleştirildiği basit bir büyü malzemeleri dükkanı var. Sahibi yada ortağı değil orada çalışan biri sadece.