Döneminin Baş Seherbazı, Ezekiel Harris tarafından kurulan örgütün anlamı Adaletin Savaşçılarıdır. Resmi olarak 1970 yılında kurulan ve kendisine bu ismi veren grup, aslında 1960 yılından beri gizliden gizliye varlığını sürdürmektedir. Bu topluluk, tek bir amaç için kurulmuştur; adalet. Sihir bakanı Austin Hudson’ın adaletsizce sürdürdüğü 35 yıllık hükümdarlığa ve insanların inatla yok saydığı diktatörlüğe dur demek için, özgürlükçü ve yenilikçi bireylerin bir araya toplanmasıyla oluşmuştur. # Devamı İçin TIKLAYINIZ!
Scuta
Ingemar Byström tarafından ‘Düzenin Kalkanı’ adı altında kurulmuşlardır. 1970 yılında, Bellatores gibi güçlü bir örgütün ortaya çıkışı ile, birnevi mecburiyet sebebiyle savunma gücü olarak ortaya çıkmıştır. İlk kuruluş amaçları düzeni (Bu vesileyle aslıda Sihir Bakanı ve bakanın inançlarını) korumak olsa dahi, çoğu üyenin katılım amacı doğrultusunda daha nebze Bellatores’u ortadan kaldırmak şeklinde amaç kayması oluşmuştur. Buna rağmen liderleri Byström, bu amacı reddederek tüm isteklerinin halk tarafından demokratik yollarla beş kere seçilmiş olan bakanı ve bununla beraber düzeni korumak olduğunu birçok kez belirtmiş, belirtmeye devam etmektedir. # Devamı İçin TIKLAYINIZ!
Karakterin Geçmişi: Queenie muggle doğum annesi ve safkan babasının ilk ve tek çocuğudur. 1948 yılının başlarında doğan kadın annesi ve babasını yine aynı yılın ortalarında kaybetmiştir. Annesi ve babasının ölümleri intihar olarak belgelere geçse de babasının ailesi olan Nightingale ailesinin bu ikilinin ölümlerinde parmaklarının olduğu da düşünülmektedir. Daha çocuk yaşlarında safkan olmadığında Nightingale'lerin gazabına uğramaya başlayan Queenie'ye o yaşlarında en büyük darbeleri uyguladıkları bir lanetle olmuştur. Çocukken kendisinden nefret eden aile üyelerinin üzerine uyguladığı bu lanet yüzünden çoklu kişilik bozukluğundan muzdariptir genç kadın. Ailesi ile bu sorunlarına rağmen anne tarafından hiçbir akrabası bir cadıyı ailede kabul etmediğinden Nightingale'lerle yaşamına devam etmek zorunda kalmıştır. Hogwarts mektubu ilk geldiğinde havalara uçmuş kendisi için türlü türlü işkence dolu bu evden kurtulacağı için çok mutlu olmuştur. Seçmen şapka kendisini bir binaya yerleştirmek için 10 dakikalık bir süre uğraşmış olsa da en sonunda onu Hufflepuff'a yerleştirmiştir. Hogwarts yıllarında annesinin içinden geldiği muggle dünyası ile sonunda tanışma fırsatı yakalayan Queenie, muggle teknolojisine hayran kalmış bu konu üzerine araştırmalar yapmıştır. Hogwarts yıllarının ardından 7 sene de Sihir Bakanlığında Muggle İrtibat Dairesinde çalışmıştır. Sihir Bakanlığında çalıştığı dönemlerde muggle dünyasından çeşitli kültürler ile alakalı da araştırmalar yapmıştır. Genç kadın bu kadar şeyden sonra 2 yılda muggle dünyasında çalışarak araştırmalarına devam etmiştir.
Karakterin Kişilik Özellikleri: Bu kısımda öncelikle hangisi diye sormak gerekir ama biz yine de basit gidelim ve Queenie'nin kişilik özelliklerini yazalım. Queenie fazlasıyla içine kapanık olup hayatını sosyalleşmeye ihtiyacı hiç olmadan geçirebilecek bir tiptir. Hayatının büyük bir kısmını alt kişiliklerini bastırmaya çalışarak geçiren kadın, çoğu duygularını doruklarında yaşamamayı öğrenmiştir. Bu yüzden insanlara genelde duygusuz gibi gelse de kendisini alt kişilikleri tarafından ele geçirilmişken gördüklerinde çoğunun fikirleri değişmektedir.
İstenilen Ders / Varsa Ek Görev İsteği: Muggle Bilimleri
Neden Karakteriniz İçin Uygun Mesleğin ve Alanın Bu Olduğunu Düşünüyorsunuz: Çok kısa hayatının ayırabildiği kadar zamanını mugglelar hakkında öğrenebildiği kadar şeyi öğrenmeye harcamıştır.
Aktiflik Süreniz: 1-2 saat 3-4 gün
Örnek RP:
Spoiler:
Karavanı ile buluşma saatinden üç saat önce gelmişti Londra’ya. Uzun bir süre yürümüş kendini rahatlatmaya çalışmıştı. Kalabalıkta yürümek istemediğinden, Londra’nın kalabalık caddelerinin arasındaki ara sokakları bulmuş oralarda yürümüştü ağır ağır adımlarla. Hava her zamanki gibi pek de aydınlık değildi ya da Queenie’ye öyle geliyordu ara sokanlarda yürüdüğünden. Girdiği her farklı sokak bir öncekinin aynısı gibiydi. Pek insan yoktu ve birbirine yakın binalar arasında olduğundan loştu. Bu kuytu köşe sokaklardaki karanlığa o kadar çok alışmıştı ki gözleri, çıkmak istemiyordu bu sokaklardan. Ama eninde sonunda gitmesi gerekiyordu buluşma noktasına. Daha fazla kaçamazdı, kaçmamalıydı. Kral William sokağına çıktı en sonunda, buradan sonra sadece metreler kalmıştı Londra Köprüsüne. Ağır adımlarını hızlandırdı. Buluşma için sabırsızlanmasından değildi hızlanması. Oraya önceden varıp biraz Thames Nehrini izlemek istiyordu. Elizabeth gelmeden önce rahatlamak, kendini büyük ihtimalle gelecek olan konuşmaya hazırlamak istiyordu. Konuşmaya hazır değildi, hala kaçmayı ve mektuplara cevap vermemeye devam etmeyi düşünüyordu.
Geniş olan Kral William Sokağı bile dar geliyordu, sanki çevresindeki binalar üzerine üzerine geliyordu. Kendini sıkışmış, kapana kıstırılmış hissediyordu. Hepsi bu buluşmadan dolayıydı ama kaçamazdı bundan. Eğer şimdi de kaçarsa bir dokuz yılını daha kendi kendini yiyerek geçirecekti. Kendine bunu yapamazdı artık. Daha doğrusu yapmamalıydı. Yapamazdı diye bir şey yoktu çünkü bu konuda Queenie için. Elizabeth’in mektupları olmasa bir 9 yıl daha böyle giderdi onun için. Yalnız ve boş günler geçirmek onun için pek de rahatsız edici bir şey değildi artık sonuçta. Hatta klasik olan, olağan olan bu idi onun için. Her biri birbirinin aynısı günler.
Londra Köprüsüne varması ile durdurdu adımlarını ve önündeki köprüye baktı bir müddet. Yine kendisini küçük hissetmesine sebep olan bir manzara... Asırlık bu köprünün karşısında yapıldığı tarihi bilerek kendini küçük hissetmemek imkansızdı. Öyle abartılı ya da heybetli bir duruşu yoktu ve öyle bir duruşa ihtiyacı da yoktu bu köprünün, tarihi yetiyordu bu yapının insanlar için uğrak yer olmaya.
Daha fazla beklemeden köprüye doğru hızlı hızlı adımlarını attı, şimdi köprünün orta bir yerinde duracak ve Elizabeth gelene kadar biraz kendisini sakinleştirecekti. Kafası öne eğik yürürken kafasını kaldırmasıyla köprünün orta yerlerinde bir kadın gözüne çarptı ve kadını farketmesiyle adımları anında durdu, hatta durduğu yerde geri bir adım attı. Kadın ona döndü ve kendisine el salladı. Sadece yüzünü görmesiyle bile gözleri dolmuştu Queenie’nin. Elizabeth tam karşısında ona el sallıyordu. Ne diye erken gelmiş ki? Saat daha 11.30'du... Queenie adımlamaya başladı kadına doğru bir yandansa sanki üşüdüğünden yapıyormuş gibi elini yüzüne götürdü ve dolu gözlerini sildi. Kadın tam karşısına geldiğinde sanki üşüyormuş gibi yapmaya devam etti. Ağlamaklı olması ile hemen kızaran gözleri için bunu bahane olarak kullanacaktı. ‘Hava çok soğuk ondan kızardım.’ diyecekti. Ama Elizabeth bu numaralara kanacak kadın değildi. Bunun gibi küçük bir şeye kanabilmek için fazla dikkatliydi ve torununu iyi tanıyordu.
-Üşümüş görünüyorsun Queenie. O kadar kızarmışsın ki daha fazla dışarda durursan kesin hasta olursun... Bir yere geçip orada oturarak mı devam etsek bu konuşmamıza?
Ses tonunun yumuşaklığı ile gülümsedi Queenie. Elizabeth’in sesini duymayı çok olmuştu. Kafasını evet anlamında salladı Queenie. Bu noktada artık kaçış yoktu. Elizabeth’in kolunu uzamasıyla Queenie ufak bir tereddüt etse de kadının koluna girdi. Elizabeth torununa sıcak bir gülümseme ile baktıktan sonra onunla gidecekleri yere cisimlenebilecekleri gözlerden uzak bir sokağa doğru gitmek için Londra Köprüsünden uzaklaştılar.
Elliot Ryan Rischer
Aritmansi
Ϟ Rp Beğenileri : 25
18.01.21 0:49
Karakter Adı-Soyadı: Elliot Ryan Rischer
Karakterin Geçmişi: Ravenclaw mezunu olan Elliot, okul yıllarından itibaren büyülerin matematiksel detaylarından oldukça etkilenmiştir. En hassas büyü dalı olan biçim değiştirme bu sebeple en ilgisini çekmiş konulardan biri olmuştur. Zamanla aritmansiye de olan ilgisini keşfetmiş ve mezun olduktan birkaç ay sonra Gringotts'ta lanet kırıcı olarak çalışmaya başlamıştır. Dünyanın dört bir yanında bulunmasını gerektiren hayatında birkaç takım arkadaşı dışında hiçbir kişiye veya mekana karşı kuvvetli bir bağ geliştirememiş, kendisini keşif arzusuyla motive etmeye çalışmıştır. Nihayetinde antik bir Babil yerleşkesini keşfettikten sonra ise hayatı ciddi ölçüde değişecektir.
Karakterin Kişilik Özellikleri: Her macerasının sonunda nihayetinde Londra'ya dönüyor olsa dahi uzun süreli yolculukları sebebiyle hiç kimseye tam anlamıyla bağlanamamıştır, belki de sadece kendi kişiliğidir. Geçmiş mesleğinin getirdiği kriz anlarının hayatlarını çokça riske atması sebebiyle takım çalışmasına oldukça inanan, bunun yanı sıra büyü ve büyülü eşyalara karşı sonsuz bir temkin ve dikkat ile yaklaşan bir kişidir. İşinin bu gerginliği ise onu oldukça katı disiplinli ve rahatsız edici derecede skeptik bir kişi haline getirmiştir. Hogwarts'a gelişinden sonra neler yaşayacağı ise muammadır.
İstenilen Ders / Varsa Ek Görev İsteği: Aritmansi
Neden Karakteriniz İçin Uygun Mesleğin ve Alanın Bu Olduğunu Düşünüyorsunuz: Gringotts'ta lanet kırıcılık yapan Elliot, Irak'taki eski Babil kalıntılarında kontrol dışına çıkan olaylar sırasında çözümleyemedikleri bir lanet sonucu kısmi beyin felci geçirmiş ve sol bacağını kullanamaz hale gelmiştir. Lanet kırıcılık hayatında edindiği deneyimlerini ise mevcut engeli sebebiyle bu meslekte daha fazla sürdüremeyeceği için engelinin icra etmesine engel olamayacağı ve yeni nesillere yeni ufuklar açabileceğini düşündüğü profesörlük kariyerini tercih etmiştir.
Aktiflik Süreniz : neredeyse her gün, günün çeşitli saatlerine dağılmış olarak birkaç saat.
Örnek RP (31 Ekim, Hogwarts. Birinci Sınıf bir Hufflepuff öğrencisinin gözünden):
"En garde!"
Ailesinden mektupla istediği kostümü balo gününün sabahı ucu ucuna gelmiş çocuk, büyük bir heyecanla düğmelerini ilikledikten sonra süslü tahta kılıcını belindeki kına geçirmeden önce Hufflepuff yatakhanesinde heyecanla kılıcını sağa sola sallayıp binadaşlarına sataşıyordu. Muggle çevresinde büyümüş André kostüm geleneğine yabancı safkan binadaşlarını görmek biraz garip bir deneyim olmuştu ancak nihayetinde kostüm olsun veya şık bir elbise olsun herkesi sıradan günlerde gördüğü hallerle alakasız bu afili kıyafetlerin içinde görmek kendi hayal dünyasında kaybolabilmesine yetiyordu.
Hazırlıklarını görece erken bitirdikten sonra balodan önce sözleştiği Lena ile buluşmak üzere Hufflepuff Ortak Salonu'ndan ayrıldığında ise sağ eli hala sol tarafındaki kabzada yatan kılıcı kavrıyordu. Özlemişti tahta kılıcıyla oynamayı, bu sebepleyse elini çekemiyordu üzerinden bir türlü. Zaman zaman kılıcı kınından çekip, Hogwarts koridorlarında hayali "kötü adam"larla düellolara girişiyordu. Ödül odasının önünden geçerken ansızın arkasından gelen bir seslenişeyse istemsizce irkilmişti minik "şövalye": "Ah, o ayakların, duruşun hali ne? Kılıç dediğin öyle mi tutulur? İnsanlar sabah kahvaltısında çatallarını bile senin kılıcı tuttuğundan daha sağlam tutuyorlar evlat..." Arkasına dönmesiyle beraber daha önce binada gördüğü ama hiç konuşmadığı "saydam adam"lardan biri yanından usulca süzülerek karşısına geçmişti. Belinde oldukça afili bir meç bulunan hayaletin ince ve düzünce taranmış kaytan bıyıklarının altındaki ağzında ise hiç tatmin olmuş bir ifade yoktu. Neye uğradığını şaşırmış çocuğun ağzından mırıldanmaya çalan birkaç kelime çıkabilmişti ancak: "Ha? Efendim? Çatal mı?"
Belirgin bir Fransız aksanıyla "Bir şövalye olmak istiyorsan, önce şövalye gibi davranmasını öğreneceksin. Ah, düzeltmen gereken o kadar fazla şey var ki... Ancak davranışların!.. Sen karşında bir sör varken böyle mi konuşuyorsun? Hele bir leydiye karşı böyle konuşmadığın için şanslısın evlat; beceriksizliğin ziyafetlerde, akşam çaylarında senden on adım önde yürür ve on yıl boyunca kendine bir dame bulamazsın..." Kumral saçlı çocuk neye uğradığını şaşırmıştı. Bu hayalet yok yerden belirip önce kılıç tutuşunu, sonra da konuşma tarzını eleştirmişti; bu nereden çıkmıştı ki şimdi? Üstelik Lena'yı bulması gerekiyordu, fazla oyalanmamalıydı. Ancak karşısındaki hayaletin son cümlesinin etkisiyle beraber karşısındaki hayaletin teklifini düşünmeye başladı. Üstelik karşısındaki hayalet her kimse tam bir şövalye gibi duruyordu, gerçek bir şövalyeden eğitim almak muazzam olabilirdi... Kostümünün cebinden köstekli saatini çıkartıp baktı, aslında Lena ile tam bir saat konuşmamışlardı ve baloya bir saatten biraz daha uzun bir vakit vardı. Bu süre zarfında hem şövalyeden eğitim alabilir gem de Lena'nın karşısında kendisini rezil etmemesini sağlayacak birkaç şey öğrenebilirdi. Yüzüne heyecanlı bir gülümseme yerleşti, muggle filmlerinde gördüklerini taklit etmeye çalışarak bir reveransta bulundu: "Adım André Harris, sör. Ve sizin gibi deneyimli bir şövalyeden eğitim almak benim adıma bir onurdur, mahsuru yoksa adınızı söyleyebilir misiniz?"
Karşısındaki şövalyenin bıyık altında tatmin olmuş ince bir gülümseme belirdi: "Aferin çocuk, tamamen boş değilsin. Cümlenin sonunda 'söyleyebilir misiniz' yerine 'bahşedebilir misiniz' dersen daha da başarılı olurdu tabii. Ama eğitime ihtiyacın olmasa neden eğitim vereyim, değil mi? Oui... Bendeniz Sör Jean de Beauvoir Memnun oldum. Dersimizeyse öncelikle tanışmadan başlayalım..." Yaklaşık bir yarım saat boyunca André; Sör Beauvoir'dan ünvanlar, sohbet girizgahları ve "gerçek bir şövalye"nin bir davette uygulaması gereken davranışlar üzerine bitmek bilmeyen bir ders dinledi. Sonrasında ise derin bir nefes alıp anlattıklarından memnun bir şekilde öğrencisine bakan hayalet dikkatini toplamakta zorlanmaya başlamış çocuğa döndü: "Elbette ki bir şövalye sadece dış görünüm ve laftan ibaret olmamalıdır velet. Bu lafların altını doldurmayı bileceksin. En garde!" Oldukça şık işlemeleri olan kendisi gibi saydam meçini çekip bir düello duruşuna geçti. Dinlediği uzun nutuk sırasında dikkatini koruma konusunda cebelleşmeye başlamış André'nin ise gözlerine, Sör Beauvoir'nın son sözlerinin ardından bir parlama gelmiş ve hızlıca tahta kılıcını çekmişti: "Kesinlikle, efendim!"
Kılıcını Sör Beauvoir'nın kılıcıyla çarpıştırdığında ise hayaletin meçi haliyle kendi kılıcının içinden geçmiş ve vücuduna soğuk bir hissiyat salmıştı. "Ama normal koşullarda karşılamıştım kılıcı!" serzenişine cevaben ise "Kılıcını bu şekilde tutarsan ben kanlı canlı karşında dursam bile önce kılıcın elinden düşmüş, ardından ise yanıma katılmıştın, hah!" eleştirisiyle karşılaşmıştı. Yaklakşık bir yirmi dakikanın sonunda hayalet, okulda kendine bulduğu "minik eğlence"den nasibini almış tatminkar bir ifade ile çocuğa eğilip son sözlerini söylemişti: "Bugünlük bu kadar çalışma yeter genç écuyer (yaver). Leydine karşı da öğrettiğim gibi davranmazsan bozuşuruz, ileride kılıcınla buralarda gezersen ve iyi günümde olursam uğrar sana yine birkaç numara gösteririm." Hiç beklemediği bir anda edindiği bu tanışıklık ve aldığı derslerin heyecanıyla gözleri parlayan André ise "Çok teşekkür ederim Sör Beauvoir. Sizinle tanışmak bendeniz için bir onurdu, emin olun öğrenciniz olmanın hakkını layığıyla yerine getireceğim," diye cıvıldadı, karşısındaki hayaletin gülümsemesinden aldığı onayla kendisini merdiven avlusuna atıp hızlıca Lena'yı aramaya koyuldu kumral saçlı çocuk.
Ören Bayan
Game Master
Ϟ Rp Beğenileri : 0
18.01.21 0:52
Queenie Nightingale demiş ki:
Karakter Adı-Soyadı: Queenie Nightingale
Karakterin Geçmişi: Queenie muggle doğum annesi ve safkan babasının ilk ve tek çocuğudur. 1948 yılının başlarında doğan kadın annesi ve babasını yine aynı yılın ortalarında kaybetmiştir. Annesi ve babasının ölümleri intihar olarak belgelere geçse de babasının ailesi olan Nightingale ailesinin bu ikilinin ölümlerinde parmaklarının olduğu da düşünülmektedir. Daha çocuk yaşlarında safkan olmadığında Nightingale'lerin gazabına uğramaya başlayan Queenie'ye o yaşlarında en büyük darbeleri uyguladıkları bir lanetle olmuştur. Çocukken kendisinden nefret eden aile üyelerinin üzerine uyguladığı bu lanet yüzünden çoklu kişilik bozukluğundan muzdariptir genç kadın. Ailesi ile bu sorunlarına rağmen anne tarafından hiçbir akrabası bir cadıyı ailede kabul etmediğinden Nightingale'lerle yaşamına devam etmek zorunda kalmıştır. Hogwarts mektubu ilk geldiğinde havalara uçmuş kendisi için türlü türlü işkence dolu bu evden kurtulacağı için çok mutlu olmuştur. Seçmen şapka kendisini bir binaya yerleştirmek için 10 dakikalık bir süre uğraşmış olsa da en sonunda onu Hufflepuff'a yerleştirmiştir. Hogwarts yıllarında annesinin içinden geldiği muggle dünyası ile sonunda tanışma fırsatı yakalayan Queenie, muggle teknolojisine hayran kalmış bu konu üzerine araştırmalar yapmıştır. Hogwarts yıllarının ardından 7 sene de Sihir Bakanlığında Muggle İrtibat Dairesinde çalışmıştır. Sihir Bakanlığında çalıştığı dönemlerde muggle dünyasından çeşitli kültürler ile alakalı da araştırmalar yapmıştır. Genç kadın bu kadar şeyden sonra 2 yılda muggle dünyasında çalışarak araştırmalarına devam etmiştir.
Karakterin Kişilik Özellikleri: Bu kısımda öncelikle hangisi diye sormak gerekir ama biz yine de basit gidelim ve Queenie'nin kişilik özelliklerini yazalım. Queenie fazlasıyla içine kapanık olup hayatını sosyalleşmeye ihtiyacı hiç olmadan geçirebilecek bir tiptir. Hayatının büyük bir kısmını alt kişiliklerini bastırmaya çalışarak geçiren kadın, çoğu duygularını doruklarında yaşamamayı öğrenmiştir. Bu yüzden insanlara genelde duygusuz gibi gelse de kendisini alt kişilikleri tarafından ele geçirilmişken gördüklerinde çoğunun fikirleri değişmektedir.
İstenilen Ders / Varsa Ek Görev İsteği: Muggle Bilimleri
Neden Karakteriniz İçin Uygun Mesleğin ve Alanın Bu Olduğunu Düşünüyorsunuz: Çok kısa hayatının ayırabildiği kadar zamanını mugglelar hakkında öğrenebildiği kadar şeyi öğrenmeye harcamıştır.
Aktiflik Süreniz: 1-2 saat 3-4 gün
Örnek RP:
Spoiler:
Karavanı ile buluşma saatinden üç saat önce gelmişti Londra’ya. Uzun bir süre yürümüş kendini rahatlatmaya çalışmıştı. Kalabalıkta yürümek istemediğinden, Londra’nın kalabalık caddelerinin arasındaki ara sokakları bulmuş oralarda yürümüştü ağır ağır adımlarla. Hava her zamanki gibi pek de aydınlık değildi ya da Queenie’ye öyle geliyordu ara sokanlarda yürüdüğünden. Girdiği her farklı sokak bir öncekinin aynısı gibiydi. Pek insan yoktu ve birbirine yakın binalar arasında olduğundan loştu. Bu kuytu köşe sokaklardaki karanlığa o kadar çok alışmıştı ki gözleri, çıkmak istemiyordu bu sokaklardan. Ama eninde sonunda gitmesi gerekiyordu buluşma noktasına. Daha fazla kaçamazdı, kaçmamalıydı. Kral William sokağına çıktı en sonunda, buradan sonra sadece metreler kalmıştı Londra Köprüsüne. Ağır adımlarını hızlandırdı. Buluşma için sabırsızlanmasından değildi hızlanması. Oraya önceden varıp biraz Thames Nehrini izlemek istiyordu. Elizabeth gelmeden önce rahatlamak, kendini büyük ihtimalle gelecek olan konuşmaya hazırlamak istiyordu. Konuşmaya hazır değildi, hala kaçmayı ve mektuplara cevap vermemeye devam etmeyi düşünüyordu.
Geniş olan Kral William Sokağı bile dar geliyordu, sanki çevresindeki binalar üzerine üzerine geliyordu. Kendini sıkışmış, kapana kıstırılmış hissediyordu. Hepsi bu buluşmadan dolayıydı ama kaçamazdı bundan. Eğer şimdi de kaçarsa bir dokuz yılını daha kendi kendini yiyerek geçirecekti. Kendine bunu yapamazdı artık. Daha doğrusu yapmamalıydı. Yapamazdı diye bir şey yoktu çünkü bu konuda Queenie için. Elizabeth’in mektupları olmasa bir 9 yıl daha böyle giderdi onun için. Yalnız ve boş günler geçirmek onun için pek de rahatsız edici bir şey değildi artık sonuçta. Hatta klasik olan, olağan olan bu idi onun için. Her biri birbirinin aynısı günler.
Londra Köprüsüne varması ile durdurdu adımlarını ve önündeki köprüye baktı bir müddet. Yine kendisini küçük hissetmesine sebep olan bir manzara... Asırlık bu köprünün karşısında yapıldığı tarihi bilerek kendini küçük hissetmemek imkansızdı. Öyle abartılı ya da heybetli bir duruşu yoktu ve öyle bir duruşa ihtiyacı da yoktu bu köprünün, tarihi yetiyordu bu yapının insanlar için uğrak yer olmaya.
Daha fazla beklemeden köprüye doğru hızlı hızlı adımlarını attı, şimdi köprünün orta bir yerinde duracak ve Elizabeth gelene kadar biraz kendisini sakinleştirecekti. Kafası öne eğik yürürken kafasını kaldırmasıyla köprünün orta yerlerinde bir kadın gözüne çarptı ve kadını farketmesiyle adımları anında durdu, hatta durduğu yerde geri bir adım attı. Kadın ona döndü ve kendisine el salladı. Sadece yüzünü görmesiyle bile gözleri dolmuştu Queenie’nin. Elizabeth tam karşısında ona el sallıyordu. Ne diye erken gelmiş ki? Saat daha 11.30'du... Queenie adımlamaya başladı kadına doğru bir yandansa sanki üşüdüğünden yapıyormuş gibi elini yüzüne götürdü ve dolu gözlerini sildi. Kadın tam karşısına geldiğinde sanki üşüyormuş gibi yapmaya devam etti. Ağlamaklı olması ile hemen kızaran gözleri için bunu bahane olarak kullanacaktı. ‘Hava çok soğuk ondan kızardım.’ diyecekti. Ama Elizabeth bu numaralara kanacak kadın değildi. Bunun gibi küçük bir şeye kanabilmek için fazla dikkatliydi ve torununu iyi tanıyordu.
-Üşümüş görünüyorsun Queenie. O kadar kızarmışsın ki daha fazla dışarda durursan kesin hasta olursun... Bir yere geçip orada oturarak mı devam etsek bu konuşmamıza?
Ses tonunun yumuşaklığı ile gülümsedi Queenie. Elizabeth’in sesini duymayı çok olmuştu. Kafasını evet anlamında salladı Queenie. Bu noktada artık kaçış yoktu. Elizabeth’in kolunu uzamasıyla Queenie ufak bir tereddüt etse de kadının koluna girdi. Elizabeth torununa sıcak bir gülümseme ile baktıktan sonra onunla gidecekleri yere cisimlenebilecekleri gözlerden uzak bir sokağa doğru gitmek için Londra Köprüsünden uzaklaştılar.
Bu gençlere yeryüzünde herşeyi sihirle çözemeyen kimseler de olduğunu hatırlatmak lazım tabi! Gençlerimiz üşengeç. Rütbe senindir.
Elliot Ryan Rischer demiş ki:
Karakter Adı-Soyadı: Elliot Ryan Rischer
Karakterin Geçmişi: Ravenclaw mezunu olan Elliot, okul yıllarından itibaren büyülerin matematiksel detaylarından oldukça etkilenmiştir. En hassas büyü dalı olan biçim değiştirme bu sebeple en ilgisini çekmiş konulardan biri olmuştur. Zamanla aritmansiye de olan ilgisini keşfetmiş ve mezun olduktan birkaç ay sonra Gringotts'ta lanet kırıcı olarak çalışmaya başlamıştır. Dünyanın dört bir yanında bulunmasını gerektiren hayatında birkaç takım arkadaşı dışında hiçbir kişiye veya mekana karşı kuvvetli bir bağ geliştirememiş, kendisini keşif arzusuyla motive etmeye çalışmıştır. Nihayetinde antik bir Babil yerleşkesini keşfettikten sonra ise hayatı ciddi ölçüde değişecektir.
Karakterin Kişilik Özellikleri: Her macerasının sonunda nihayetinde Londra'ya dönüyor olsa dahi uzun süreli yolculukları sebebiyle hiç kimseye tam anlamıyla bağlanamamıştır, belki de sadece kendi kişiliğidir. Geçmiş mesleğinin getirdiği kriz anlarının hayatlarını çokça riske atması sebebiyle takım çalışmasına oldukça inanan, bunun yanı sıra büyü ve büyülü eşyalara karşı sonsuz bir temkin ve dikkat ile yaklaşan bir kişidir. İşinin bu gerginliği ise onu oldukça katı disiplinli ve rahatsız edici derecede skeptik bir kişi haline getirmiştir. Hogwarts'a gelişinden sonra neler yaşayacağı ise muammadır.
İstenilen Ders / Varsa Ek Görev İsteği: Aritmansi
Neden Karakteriniz İçin Uygun Mesleğin ve Alanın Bu Olduğunu Düşünüyorsunuz: Gringotts'ta lanet kırıcılık yapan Elliot, Irak'taki eski Babil kalıntılarında kontrol dışına çıkan olaylar sırasında çözümleyemedikleri bir lanet sonucu kısmi beyin felci geçirmiş ve sol bacağını kullanamaz hale gelmiştir. Lanet kırıcılık hayatında edindiği deneyimlerini ise mevcut engeli sebebiyle bu meslekte daha fazla sürdüremeyeceği için engelinin icra etmesine engel olamayacağı ve yeni nesillere yeni ufuklar açabileceğini düşündüğü profesörlük kariyerini tercih etmiştir.
Aktiflik Süreniz : neredeyse her gün, günün çeşitli saatlerine dağılmış olarak birkaç saat.
Örnek RP (31 Ekim, Hogwarts. Birinci Sınıf bir Hufflepuff öğrencisinin gözünden):
"En garde!"
Ailesinden mektupla istediği kostümü balo gününün sabahı ucu ucuna gelmiş çocuk, büyük bir heyecanla düğmelerini ilikledikten sonra süslü tahta kılıcını belindeki kına geçirmeden önce Hufflepuff yatakhanesinde heyecanla kılıcını sağa sola sallayıp binadaşlarına sataşıyordu. Muggle çevresinde büyümüş André kostüm geleneğine yabancı safkan binadaşlarını görmek biraz garip bir deneyim olmuştu ancak nihayetinde kostüm olsun veya şık bir elbise olsun herkesi sıradan günlerde gördüğü hallerle alakasız bu afili kıyafetlerin içinde görmek kendi hayal dünyasında kaybolabilmesine yetiyordu.
Hazırlıklarını görece erken bitirdikten sonra balodan önce sözleştiği Lena ile buluşmak üzere Hufflepuff Ortak Salonu'ndan ayrıldığında ise sağ eli hala sol tarafındaki kabzada yatan kılıcı kavrıyordu. Özlemişti tahta kılıcıyla oynamayı, bu sebepleyse elini çekemiyordu üzerinden bir türlü. Zaman zaman kılıcı kınından çekip, Hogwarts koridorlarında hayali "kötü adam"larla düellolara girişiyordu. Ödül odasının önünden geçerken ansızın arkasından gelen bir seslenişeyse istemsizce irkilmişti minik "şövalye": "Ah, o ayakların, duruşun hali ne? Kılıç dediğin öyle mi tutulur? İnsanlar sabah kahvaltısında çatallarını bile senin kılıcı tuttuğundan daha sağlam tutuyorlar evlat..." Arkasına dönmesiyle beraber daha önce binada gördüğü ama hiç konuşmadığı "saydam adam"lardan biri yanından usulca süzülerek karşısına geçmişti. Belinde oldukça afili bir meç bulunan hayaletin ince ve düzünce taranmış kaytan bıyıklarının altındaki ağzında ise hiç tatmin olmuş bir ifade yoktu. Neye uğradığını şaşırmış çocuğun ağzından mırıldanmaya çalan birkaç kelime çıkabilmişti ancak: "Ha? Efendim? Çatal mı?"
Belirgin bir Fransız aksanıyla "Bir şövalye olmak istiyorsan, önce şövalye gibi davranmasını öğreneceksin. Ah, düzeltmen gereken o kadar fazla şey var ki... Ancak davranışların!.. Sen karşında bir sör varken böyle mi konuşuyorsun? Hele bir leydiye karşı böyle konuşmadığın için şanslısın evlat; beceriksizliğin ziyafetlerde, akşam çaylarında senden on adım önde yürür ve on yıl boyunca kendine bir dame bulamazsın..." Kumral saçlı çocuk neye uğradığını şaşırmıştı. Bu hayalet yok yerden belirip önce kılıç tutuşunu, sonra da konuşma tarzını eleştirmişti; bu nereden çıkmıştı ki şimdi? Üstelik Lena'yı bulması gerekiyordu, fazla oyalanmamalıydı. Ancak karşısındaki hayaletin son cümlesinin etkisiyle beraber karşısındaki hayaletin teklifini düşünmeye başladı. Üstelik karşısındaki hayalet her kimse tam bir şövalye gibi duruyordu, gerçek bir şövalyeden eğitim almak muazzam olabilirdi... Kostümünün cebinden köstekli saatini çıkartıp baktı, aslında Lena ile tam bir saat konuşmamışlardı ve baloya bir saatten biraz daha uzun bir vakit vardı. Bu süre zarfında hem şövalyeden eğitim alabilir gem de Lena'nın karşısında kendisini rezil etmemesini sağlayacak birkaç şey öğrenebilirdi. Yüzüne heyecanlı bir gülümseme yerleşti, muggle filmlerinde gördüklerini taklit etmeye çalışarak bir reveransta bulundu: "Adım André Harris, sör. Ve sizin gibi deneyimli bir şövalyeden eğitim almak benim adıma bir onurdur, mahsuru yoksa adınızı söyleyebilir misiniz?"
Karşısındaki şövalyenin bıyık altında tatmin olmuş ince bir gülümseme belirdi: "Aferin çocuk, tamamen boş değilsin. Cümlenin sonunda 'söyleyebilir misiniz' yerine 'bahşedebilir misiniz' dersen daha da başarılı olurdu tabii. Ama eğitime ihtiyacın olmasa neden eğitim vereyim, değil mi? Oui... Bendeniz Sör Jean de Beauvoir Memnun oldum. Dersimizeyse öncelikle tanışmadan başlayalım..." Yaklaşık bir yarım saat boyunca André; Sör Beauvoir'dan ünvanlar, sohbet girizgahları ve "gerçek bir şövalye"nin bir davette uygulaması gereken davranışlar üzerine bitmek bilmeyen bir ders dinledi. Sonrasında ise derin bir nefes alıp anlattıklarından memnun bir şekilde öğrencisine bakan hayalet dikkatini toplamakta zorlanmaya başlamış çocuğa döndü: "Elbette ki bir şövalye sadece dış görünüm ve laftan ibaret olmamalıdır velet. Bu lafların altını doldurmayı bileceksin. En garde!" Oldukça şık işlemeleri olan kendisi gibi saydam meçini çekip bir düello duruşuna geçti. Dinlediği uzun nutuk sırasında dikkatini koruma konusunda cebelleşmeye başlamış André'nin ise gözlerine, Sör Beauvoir'nın son sözlerinin ardından bir parlama gelmiş ve hızlıca tahta kılıcını çekmişti: "Kesinlikle, efendim!"
Kılıcını Sör Beauvoir'nın kılıcıyla çarpıştırdığında ise hayaletin meçi haliyle kendi kılıcının içinden geçmiş ve vücuduna soğuk bir hissiyat salmıştı. "Ama normal koşullarda karşılamıştım kılıcı!" serzenişine cevaben ise "Kılıcını bu şekilde tutarsan ben kanlı canlı karşında dursam bile önce kılıcın elinden düşmüş, ardından ise yanıma katılmıştın, hah!" eleştirisiyle karşılaşmıştı. Yaklakşık bir yirmi dakikanın sonunda hayalet, okulda kendine bulduğu "minik eğlence"den nasibini almış tatminkar bir ifade ile çocuğa eğilip son sözlerini söylemişti: "Bugünlük bu kadar çalışma yeter genç écuyer (yaver). Leydine karşı da öğrettiğim gibi davranmazsan bozuşuruz, ileride kılıcınla buralarda gezersen ve iyi günümde olursam uğrar sana yine birkaç numara gösteririm." Hiç beklemediği bir anda edindiği bu tanışıklık ve aldığı derslerin heyecanıyla gözleri parlayan André ise "Çok teşekkür ederim Sör Beauvoir. Sizinle tanışmak bendeniz için bir onurdu, emin olun öğrenciniz olmanın hakkını layığıyla yerine getireceğim," diye cıvıldadı, karşısındaki hayaletin gülümsemesinden aldığı onayla kendisini merdiven avlusuna atıp hızlıca Lena'yı aramaya koyuldu kumral saçlı çocuk.
Bizim zamanımızda Aritmansisi iyi olan öğrencilere dahi gözüyle bakılırdı. Rütbeni işledim.
Lorélai Thalia Garcia
Mitoloji
Ϟ Rp Beğenileri : 6
02.02.21 2:43
Karakter Adı-Soyadı: Lorelai Thalia Garcia Karakterin Geçmişi: Thalia, anne tarafından İtalyan baba tarafından Amerikan bir cadıdır. Ebeveynlerinin MACUSA'da seherbaz daha doğrusu ajan olmaları sebebiyle birçok ülke görmüş, sürekli oradan oraya sürüklenmek zorunda kalmıştır. En uzun süreli İngiltere'de üç sene kalmıştır. Ailesinin zamanında İngiltere'de aldıkları görev sebebiyle Londra'ya yerleşmişlerdir. ailesi her ne olursa olsun cadının eğitimine önem vermiştir. Bu sebeple Hogwarts'a mektupla ulaşarak, cadıyı bir sene geçte olsa okula kayıt ettirmişlerdir. Seçmen Şapka, Thalia'yı Gryffindor'a yerleştirmiş ve hayatının hep cesareti üzerine kurulu olduğunu söylemiştir. Küçük cadı sürekli gezmeleri sebebiyle bir yere kçk salmaktan hiçbir zaman hoşlanmamış, hayatını dünyayı keşfetmeye adamıştır. İngiltere'den ayrılırken bir gün Hogwarts'a geri döneceğine dair kendisine bir söz vermiştir. Eğitimine bir akrabasının yanında Ilvermony, Thunderbird binasında devam etmek zorunda kalan cadı ailesinin uzun mesai dolayısıyla tek başına yetebilmeyi doğrudan öğrenmiştir. Yüksek dereceyle mezun olduktan sonra beş sene boyunca arkeologluk yapmış, envai çeşit kazıda bulunmuştur. Mitolojiye ve eski yazıtlara olan ilgisi küçük yaştan beri cadının benliğinde olsa da çok yönlü olması ve hırslı biri olmasından kaynaklı ayrıca yaşadığı ufak bir kaza yüzünden İtalya'da bir büyücü butiği açmasına sebebiyet vermiştir. Kendi tasarımlarını başarılı bir şekilde satmış kendine ait ufak çaplı bir marka oluşturup iki sene kadar orayı işletmiştir. Boş vakitlerinde hala tasarımlarını İtalya'ya gönderiyor çünkü butik hala İtalya'da kuzeni tarafından işletiliyor. Yazıtlardan ve araştırmalardan oluşturduğu mitolojiye dair derlemeleri vardır. Edebi açıdan çok gelişmiştir, okumaya ve kitaplara olan tutkusu ile de belirli bir süreçte yayınevinde çalışmıştır. Ailesi hala hayattadır ve Amerika'da emekli hayatı yaşıyorlardır. Karakterin Kişilik Özellikleri: Thalia, oldukça hırslı ve keşfetmeyi seven birisi. Yay burcu. Kıpır kıpır, yerinde duramayan ancak buna rağmen taşkın davranmayan bir cadıdır. Tarihin bütün sayfalarını tek tek koklamaktan hoşlanıyor. Geçmiş uygarlıklara ve mitlere olan ilgisi, günümüzü daha çok yaşamaya itiyor cadıyı. Her daim neşelidir, eğlenmeyi en iyi o bilir. İçten içe çok duygusal olmasına rağmen yansıtmaz. Ailesi cadıyı biraz despot yetiştirse de bir süre sonra serbest bırakıp cadının kendi hayatını yaşamasını ve kendi kararlarını vermesini istemişlerdir. Başka ülkelerde olmak, bilmediği sokaklarda kaybolmak veyahut kazılarda kepçe sallamak cadıyı mutlu etmeye her daim yetmiştir. İstenilen Ders / Varsa Ek Görev İsteği: Mitoloji Profesörlüğü Neden Karakteriniz İçin Uygun Mesleğin ve Alanın Bu Olduğunu Düşünüyorsunuz: Okuduğum bölümün bir parçası olduğu için ve konuya hakimiyetim olduğu için minnoş öğrencilerimize katkıds bulunabileceğimi düşünüyorum. Halihazırda da bu dönem Mitoloji, Kültür ve Siyaset dersi gördüğüm için bu dersi vermenin banada yararı olacağını düşünüyorum. Aktiflik Süreniz : Neredeyse her gün 2-3 saat kadar buralardayım. Cuma ve cumartesi akşamları daha yoğun bir şekilde aktiflik gösterebilirim. Örnek RP :
Spoiler:
Elodie Opal, Liliana Ivy Black ve diğer karakterlerim. Önceden de bu dersin profesörlüğünü bu tatlış sitemizde yapmıştım ancak şuan mobilde olduğum için buraya iliştiremiyorum. Bir sorun olursa en kısa zamanda editlemeye çalışırım efenim.
Annabelle
Game Master
Ϟ Rp Beğenileri : 0
02.02.21 19:06
Bir oyuncak olmasaydım kesinlikle Mitoloji derslerine girmek isterdim. Hahah gerçi şimdide girerim ki. Rütbe sizindir.
Pandora - Annora Oswald
Ölü
Ϟ Rp Beğenileri : 3
04.02.21 16:57
Karakter Adı-Soyadı: Pandora - Annora Oswald
Karakterin Geçmişi: 1947 yılının hamile anneleri başta olmak üzere, nefes alan herkesi bunalttığı bir Temmuz gününde doğmuştur ikili. Karınlarından yapışık doğmalarının bir sonucu olarak, ikisinin de kendine ait bir kalbi ve diğeriyle paylaşmayabileceği düşünceleri vardır. Her iki ebeveynleri de Muggle'dır, bu da zaten kendi çapında karışık olan meseleyi daha da içinden çıkılmaz bir hale vardırır. Anneleri, bu iki kızını İlahi Adaletin bir sonucu olarak görmüş ve kendini günahkâr ilan ederek kiliseye gitmeyi bırakmıştır. Babaları ise doğdukları günden itibaren onların yakalanıp götürüleceği korkusuyla yaşamaktadır, sonunda bu paranoya bir saplantı halini alır. İkizlere gelirsek, onların hayatı da pek güllük gülistanlık geçmez. Aileleri onları ayıramayacak kadar parasızdır, birbirlerine zaman zaman sinir olsalar ve bu lanetten kurtulmak istediklerini dile getirseler dahi kızlar da ayrılmaktan korkar. Daha önce pek çok defa durumlarından korkan insanlar tarafından aşağılanmaya ve şiddete maruz kalmaları bir yana, kontrol etmekten ziyade birbirleri dışında herkesten sakladıkları büyü güçleri hiçbir şeyi iyileştirmez. Sonunda Hogwarts'a başladıklarında ise insanların bir kısmı onlara alışmakta güçlük çekmese bile, pek çoğu tarafından onlara yapıştırılan 'ucube' etiketinden bir türlü kurtulamazlar ve etraflarından eksik olmayan kötü şans ile gerçekten de ucube olduklarını düşünürler bir noktada. Okul yılları boyunca onları bilinmez gelecekten koruyabilecek tek dal olan Kehanet'e ilgi duyarlar ve mezun olduktan sonra başlarına gelen trajedi ile bu ilgi yerini bir takıntıya bırakır. Saplantılı babaları, onlar yokken birilerinin evlerine geleceği ve kızlarının halini öğrenerek onları yakalayacağı korkusuyla, 'izleri silmek' adına bütün evi kendisi ve karısı da içindeyken yakar. Bir anda hem parasız, hem de öksüz kalan ikili geleceği görmüş olsalar, böyle bir şeyin yaşanmayacağına birbirini ikna eder ve yıllar boyunca başlarına gelen kötü şeyleri öngören profesörlerinin yanında çalışmaya başlarlar.
Karakterin Kişilik Özellikleri: Gelecek korkusu olarak da bilinen neofobi, ikisinde de ortak bulunan özelliklerden biridir. Pandora da Annora olaylara oldukça mantıklı ve stratejik yaklaşırlar. Yaptıklarının sonuçları olduklarının bilincindedirler ve bu sonuçları önceden planlamadan nefes bile alamazlar. Bilgiye karşı bitmez tükenmez açlıklarının altında her şeyi bilip kontrol etmeye yönelik arzuları yatar. Sık sık birbirlerinin cümlelerini tamamlarlar ve fikir ayrılığına neredeyse hiç düşmezler, genellikle ortak bir düşünceyi ayrı yönlerde geliştirmeyi severler. Kıskanç olmalarının yanında, sevgi nedir bilmezler. Daha önce onlardan hoşlanan birkaç cesur yürek çıksa bile, o kişiyi paylaşamamalarının sonucu olarak eve her zaman yalnız dönerler.
İstenilen Ders / Varsa Ek Görev İsteği: Kehanet
Neden Karakteriniz İçin Uygun Mesleğin ve Alanın Bu Olduğunu Düşünüyorsunuz: Kehanet okul yıllarından beri ilgi duydukları tek derstir ve diğer derslerde kayda değer bir başarı sergileyemezler. Aynı zamanda yılların bilgi birimi ve geleceği öğrenmek adına kendi adlarına duydukları büyük saplantı bir araya geldiğinde, başka bir dal düşünülemez bile. Bunca bilgiyle ne yapacaklarını bilememeleri de cabasıdır, bir bakıma kehanet dersi tek umutlarıdır.
Aktiflik Süreniz: Neredeyse her gün, birkaç saat
Örnek RP::
Virginia mezarlığın o eski girişinden girerken kafasını aşağıya eğdi. Temmuz'un son demlerine göre oldukça soğuk bir gündü. Oraya ilk gelişi değildi elbette, yine de mezarların başında ağlayanları görünce göz devirmesine engel olamadı. Ağlamalarının ölülere bir faydası olmayacaktı herhalde, neden her defasında duygularının onları ellerine geçirmesine izin veriyorlardı?
Aradığı mezarı bulunca duraksadı. Her zamanki gibi abisinin mezarı berbat haldeydi. Kızın her gelişinde özenle koyduğu çiçekler etrafa saçılmış, yerine nefret mektupları konulmuş ve karalamalar yapılmıştı. Virginia karışık duygularla mezara baktı. Abisi bir kahramandı, ama kimse bunu kabul etmiyordu. Onların gözünde Alex Stilinski koca bir sokağı havaya uçuran kişiydi. Bir katildi. Öyle diyorlardı.
Sıcak mezara yaklaşırken genç kız içini çekti. Abisi öldüğünde arkasında böyle bir şey kalacağını bilse... Annesi mezarı uzun süredir ziyarete gitmiyordu. Aslında annesi uzun süredir hiçbir yere gitmiyordu. Tek yaptığı sonsuz koridorları olan evin büyük kitaplığına kendini kapatmak ve oğlunun o lanet göreve gidene kadar okuduğu bütün kitapları okumaya çalışmaktı. Kız bunu hiç anlayamıyordu. Annesi neden sadece... Yoluna devam edemiyordu? Abisi artık gitmişti ve bunu ne kadar çabuk kabul ederse o kadar iyiydi.
Babası ayrı bir hikayeydi. Komplo teorileriyle yaşıyordu. Her hafta ayrı bir teorisi vardı abisini öldüren o görev hakkında. En sevdiği teorisi eski ölüm yiyenlerin yaptığı bir patlamaydı. "Abin büyük bir seherbazdı," derdi yaşlı babası ciddi bir sesle "onu ayak altından kaldırmak istemiş olabilirler!"
Peki ya Virginia? O ne yapıyordu? Babasının teorilerileri ile de abisinin arkasından ağlayan annesini rahatlatmakla da ilgilenmiyordu. Onun tek yaptığı... Yaşamaktı. Arkasında bırakmaya, sadece abisini onurlandırmaya çalışıyordu. Yine de nefret mektuplarını okurken babasının ilk teorisini aklından uzaklaştıramadı. Abisinin patlattığı o sokak. Babasına göre o sokakta yaşayanlardan biri hayatta kalmıştı. Ama bu mantıksızdı, herkesin öldüğü bizzat bakanlık tarafından teyit edilmişti.
Virginia sevgi dolu hareketlerle parçalanmış çiçekleri çantasına koydu. Elindeki papatyalardan oluşan sarmalı mezarın tam ortasına koyduktan sonra rastgele bir mektup aldı eline.
Genç kız bu defa ona yazılmış tehdit mektubunu buruştururken ayağa kalktı. Abisinin mezarına son bir kez baktıktan sonra her zaman yaptığı gibi diğer seherbazların mezarlarındaki nefret mektuplarına okumak üzere uzaklaştı.
Carmenta
Game Master
Ϟ Rp Beğenileri : 1
04.02.21 21:08
Kehanet dersi sizindir. Ancak bu dersi veriyor olmanızın otomatik olarak size 'Görü' yeteneği sağlamadığını hatırlatmak isterim. Derslerin ve rol oyunlarının buna göre olacağına güvenim tam. İkinize de iyi dersler!
Tristan Wright
Büyücü
Ϟ Rp Beğenileri : 14
07.02.21 21:23
Karakter Adı-Soyadı: Tristan Wright
Karakterin Geçmişi: Muggle bir ailenin tek çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Küçükken bile çok durgun, fazlası ile gözlemci bir çocuktur. Ailesi fazlası ile işlerine düşkün olduğu için kendi başına büyümüş, kendi kendine sorunları çözmeyi öğrenmiştir. Bu yalnızlık ise onu iyice kendi içine itmiştir. Muggle'ların bilim denen konularına aşırı düşkünlüğü sayesinde ilkokul zamanlarında üstünzekalı olarak isimlendirilip, bu tarz insanlar için olan okullara yönlendirilmiştir. 11 yaşında ise, Hogwarts'tan mektup alır. Bambaşka bir dünyanın kapısı açılınca tabi ki de bu dünyanın peşinden gitmek için diğer okulunu bırakır. Üstelik ailesini de zaten evdeyken fazla görmediği için, zamanını Hogwarts'ta geçirmek her türlü kazançlıdır. Burada bir kaç arkadaş edinir ve gerçekten yüksek notlarla mezun olur. İnsanlar onun yüksek notlarını kullanacağı bir mesleği tercih edeceğini düşünseler de, Tristan uzun süre bilim ile büyüyü birleştirmek adına çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar arasında, Hogwarts'ta profesörlük yapar ve burada ona sunulan kaynakları kullanır.
Karakterin Kişilik Özellikleri: Düzenli, titiz, mesafeli bir insandır. Giydiği kıyafetleri dikkatli seçer. Üstünde bir leke bile bulunmaz. Dağınık bir yerde çalışamaz. Sınırları ve duvarları vardır. Bunlara saygı duyulması gerektiğine inanır. Bunlar yok sayılırsa kızar ve tepki göstermekten çekinmez. Büyücülerin bazı durumlara dar baktıklarını düşünür. Bu yüzden diğer büyücü ve cadıların takıldıklarına takılmaz. Tüm bu soğuk duruşunun yanında, eğer duvarlarını kırabilirseniz, eğlenceli ve hayalperest bir adamdır. Küçüklüğünden beri astronot olmak istemiştir. Bu yüzden uzaya ve dünya dışına ilgisi büyüktür. Eline bir de büyü gibi bir güç geçince en büyük hayali onu bir şekilde başka gezegenlere götürecek bir büyü bulmaktır. Tabi ilk önce orada nasıl yaşayacağını bulmalıdır. Fazlasıyla bilgilidir. Bildiği bir konu hakkında derin derin sohbet etmeyi sever. Bilmediği bir konuyu da araştırdıktan sonra tartışma taraftarıdır. Kibardır, saygılıdır. Saygısını da hiçbir zaman kaybetmez. İnsanlarla çok yakın olmaz. Kendisi hakkında bir şeyler sorulmasını sevmez. Kendisi hakkında konuşmayı da sevmez.
İstenilen Ders / Varsa Ek Görev İsteği: Astronomi Profesörlüğü
Neden Karakteriniz İçin Uygun Mesleğin ve Alanın Bu Olduğunu Düşünüyorsunuz: Muggle dünyasındayken, büyücedünyayı görmek Tristan'a yeterli gelmemiştir. Bu yüzden dünyanın dışına, başka gezegenler ve ya başka evrenler konusunda takıntısı vardır. Zaten nihayetinde, bu dünyada kendini herkesten uzak hissediyordur.
Aktiflik Süreniz : Bilgisayarda çalışıyorum. Her zaman aktifim.
Örnek RP : Parfait Chance Barthélemy ve Auguste Marcel Barthélemy karakterlerinin rp'lerine bakılabilir.
Annabelle
Game Master
Ϟ Rp Beğenileri : 0
07.02.21 22:55
Astronomi sizindir.
Vittorio
Astronomi
Ϟ Rp Beğenileri : 0
28.07.21 13:34
Karakter Adı-Soyadı: Vittorio Karakterin Geçmişi: Vittorio, 1433 yılında Hırvat kökenli bir ailenin tek oğlu olarak dünyaya Aren adıyla gelmişti. Henüz 6-7 yaşlarındayken, kendisi gibi büyücü olan bir eğitmen tarafından fark edildi ve devşirme olarak Osmanlı'nın himayesine girdi. Burada Aren'e Beyruz ismi verildi. Enderun'da diğer devşirmelerle birlikte eğitim görürken, kendisini seçen eğitmen Peyami Efendi, gizlice Behruz'a büyücülük dersleri verdi. 20 yaşında neredeyse sarayın baş şifacısı olabilecek kadar yetenekli olduğunda, II Mehmet de II. Mehmet Kostantiniyye Fethi'ni gerçekleştirmişti. Savaşta diğer şifacıların bilmediği tekniklerle -yani iksirlerle- yaralı askerleri tedavi eden Behruz, iyice göze girmeyi başarmıştı. Fakat savaşta esir düşen kadınlardan birine aşık olduğunda Behruz'un hayatı tamamen değişir; çünkü Mehpare ismi verilen bu genç kadın padişahın cariyesi olarak hareme girer.
Mehpare'yle aynı sarayda yaşayan Behruz yıllarca hislerini içinde tutar fakat bu durum giderek aklını yitirmesine neden olur; kendisinin alsında Fatih Sultan Mehmet olduğuna, Mehpare'nin de ona ait olduğuna inanmaya başlamıştır. Nitekim ortada başka bir Fatih varken ve tüm halk ona inanırken bu düşünceleri kimselere açamaz; fakat Fatih çıktığı bir seferde aniden ölünce artık Mehpare'ye gerçeği anlatabileceğini düşünür. Şifacının söylediklerinden korkan Mehpare, kendisini şikayet eder, böylece Behruz'un zindana atılmasına neden olur. Behruz'un padişahı zehirlemiş olabileceği şüphesi bile akıllara gelir fakat taht kavgaları başladığı için çok da üstüne düşülmez, çünkü elle tutulabilir bir kanıt yoktur. Direkt olarak idamına karar verilir, Behruz zindandan dar ağacına götürülmeden hemen önce cübbesine sakladığı birkaç damla vampir kanını yudumlar. Böylece idamın ardından yeni bir yaşam şansı daha olacaktır.
Karakterin Kişilik Özellikleri: Vittorio dışarıdan bakıldığında kendini Fatih zanneden bir deli olduğuna dair en ufak bir ipucu dahi vermemektedir; uzun yaşamı boyunca bu gizli kimliğini (!) hep saklı tutarak yaşamayı başarmıştır. Yine de arada Fatih olduğuyla ilgili espriler yaptığında, bunu çevresi onun muzip ve hafif çatlak kişiliğine yormaktadır, zira söylediklerine gerçekten inanmak için Vittorio kadar deli olmaları lazımdır. Mehpare yaşamına girmeden önce çok başarılı bir bilim insanı ve şifacı olan Vittorio, aşkı aklını yıllar içinde yavaş yavaş başından alıp götürürken de dışarıdan tamamen normal görünüyordu; günlük işlerini eksiksiz yerine getiriyor, özel ilgi alanlarına vakit ayırıyor ve işini tüm meslektaşlarından daha iyi yapıyordu. Yine de Vittorio'nun zaman zaman histerik davranışlar sergilediği gözlemlenebiliyor; fakat bir deli için oldukça küçük bir kusur.
İstenilen Ders / Varsa Ek Görev İsteği: Astronomi Profesörlüğü. Neden Karakteriniz İçin Uygun Mesleğin ve Alanın Bu Olduğunu Düşünüyorsunuz: Aslında en uygun demek yanlış olur, zira Vittorio'nun arası iksirlerle çok daha iyi. Fakat fani yaşamındaki en yakın dostlarından ünlü Astronom Ali Kuşçu sayesinde astrolojiye de büyük ilgi duymuştu ve gökyüzünü en iyisinden öğrenme şansı yakalamıştı. İksirlerle uğraşmak Vittorio için zorunlu bir görevken astrolojiyle ilgilenmek kendisinin özel vakit ayırdığı ve severek yaptığı bir işti. Bu nedenle Vittorio'nun başarılı olabileceği bir alan daha varsa bu Astronomi'dir. Aktiflik Süreniz : 2-3 Saat. Örnek RP : (Spoiler içinde veriniz) Björn Sveinsson.